AKP cephesinden gelen açıklamalar, anayasa değiştirilse de içeriğinin çok farklı olmayacağını gösteriyor.
TGRT Haber’e konuşan AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, anayasa değişikliği sürecinde ilk 4 maddeye dokunulmayacağını açıkladı. Güler’e göre başkanlık sistemindeki %50+1 kuralı kalacak, parlamenter sisteme dönülmeyecek, TBMM’nin denetim yetkisinin artırılması ve partili cumhurbaşkanlığı ise tartışmaya açılabilir.
İlk 4 maddenin değiştirilmemesi, anayasanın Atatürk milliyetçiliğine ve Türklüğe vurgular yapmaya devam etmesi, hem AKP’nin erken yıllarında ulusalcı muhalefetin hem de son yıllarda Cumhur İttifakı’nın bileşeni olan faşist parti MHP’nin talebi.
Oysa darbeciler tarafından yazılan 1980 anayasasının değiştirilmesi talebi, on yıllardır devam eden bir demokrasi mücadelesinin hedefiydi. Ve genellikle Türklüğe yapılan atıfların kalkmasıyla birlikte, Kürt sorununun barışçıl çözümüyle el ele ilerliyordu.
2015’ten beri Kürtlere yönelik savaş politikalarını uygulayan, bunun yanında dünyanın pek çok yerinde askeri maceralara girişen, bölgesel bir güç olma hedefiyle hareket eden AKP-MHP ittifakının sivil veya demokratik bir anayasa isteği ve tahayyülü yok.
2010 yılındaki anayasa değişikliği referandumunu halkın büyük bir bölümü onaylamış, o dönem değişiklik askeri vesayetin geriletilmesi işlevi görmüştü. Ancak önce 2016’daki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL, daha sonra 2017’deki referandumla başkanlık sistemine geçilmesi, rejimin otoriterliğini pekiştirdi.
Gerçek özgürlükçü bir anayasa ise sosyal adaleti, işçilerin ve emekçilerin çıkarlarını, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü savunan, LGBTİ+ların, kadınların, ezilen halkların, göçmenlerin yanında olan bir metin olmalı. Bu da ancak aşağıdan kitlesel kolektif mücadelelerin inşa edilmesi ve egemen sınıfa basınç uygulamasıyla elde edilebilir.
Yazar
