Adana’da binlerce işçi ve emekçi “halk için bütçe” talebiyle toplandı. Derinleşen yoksulluğa, güvencesizliğe ve vergi yüküne karşı mücadele çağrısı yapıldı.
Binlerce işçi emekçi, KESK’in çağrısıyla düzenlenen “Halk için bütçe, emek için adalet” mitinginde bir araya geldi. Kasım Gülek Köprüsü’nden başlayan yürüyüş, coşkulu sloganlar ve pankartlar eşliğinde Uğur Mumcu Meydanı’na ulaştı. Adana’dan ve çevre illerden katılan binlerce işçi, kamu emekçisi, emekli, kadın ve genç bütçenin halktan yana hazırlanmasını talep etti.
Yüksek ücret, iş güvencesi, kamusal hizmet
İşçiler, gerçek enflasyona göre ücret artışı, insanca yaşayacak bir ücret ve iş güvencesi taleplerini yüksek sesle dile getirdi. “Geçinemiyoruz, güvencemiz yok” diyen işçiler, bütçenin emekçiler lehine düzenlenmesini istedi. Kamu emekçileri, dolaylı vergilerin azaltılmasını, kamusal hizmetlere daha fazla kaynak ayrılmasını ve güvenceli çalışma koşullarının sağlanmasını talep etti.
Mitinge sendikaları ve dernekleri ile yoğun katılım gösteren emekliler ise düşük ücretlerin yarattığı geçim krizine dikkat çekti, emekli aylığının artırılması, toplu sözleşmeli emekli sendikası talebi öne çıkan talepler arasındaydı.
TÜMTİS ve Dev-Sağlık-İş de katıldı
İşçi sendikalarından DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş, Genel-İş ve TÜRK-İŞ konfederasyonundan TÜMTİS kortejde ve mitingde yer aldı.
Kadınlar, güvenceli istihdam ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe taleplerini öne çıkarırken, gençler de işsizlik, eğitim ve barınma sorunlarının çözülmesini istedi. Mitingde, savaşa, savaş bütçesine karşı barış ve emekçiler için bütçe talebi de güçlü şekilde dile getirildi.
“Bu bütçe halk değil sermaye bütçesidir”
Tertip Komitesi Başkanı Fatih Toprak, 2026 bütçe teklifinin emekçilere daha fazla vergi, düşük ücret ve yoksulluk dayattığını belirterek, “Bütçe halkı yoksullaştıran bir rant bütçesidir. Vergilerimiz bir avuç sermayeye aktarılırken, emekçiler yoksullaşıyor. Özelleştirmeler kamu varlıklarını sermayeye devretmeye devam ediyor, dolaylı vergiler ise halkın sırtını eziyor” dedi. Toprak, “Bütçeden hakkımızı istediğimizde ‘imkân yok’ deniliyor ama bizden toplanan vergiler bir avuç sermayeye aktarılıyor. TÜİK verileriyle enflasyon düşük gösterilirken emekçiler yoksullaşıyor. 2026 bütçesi bu haliyle bir sosyal yıkım bütçesidir” dedi. Toprak, ayrıca özelleştirme hedeflerinin artırılmasının kamu varlıklarının sermayeye devri anlamına geldiğini, dolaylı vergilerin emekçilerin sırtını ezdiğini vurguladı.
Toprak, KESK’in taleplerini şöyle sıraladı:
- Vergide adalet sağlanması, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması,
- Özelleştirmelerin durdurulması, kamusal hizmetlerin kamulaştırılması,
- Asgari ücretin insanca yaşam düzeyine çekilmesi,
- Kadınlar için güvenceli istihdam ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe,
- Güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmesi,
- Dolaylı vergilerin düşürülmesi,
- Kamu emekçilerinin maaş kayıplarının giderilmesi.
“Kaynaklar işçilere değil, savaşa akıyor”
KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, kaynakların emekçilere ayrılmadığını vurguladı. Karagöz, “Bu ülkede savaşlara, saraya ve cemaatlere kaynak aktarılırken, emekçilere ‘kaynak yok’ deniliyor. Çiftçiler mazot ve gübre alamıyor, esnaf vergi yükü altında eziliyor, gençler eğitimine devam edemiyor” ifadelerini kullandı. Karagöz, bütçede kadınlara ayrılan payın yüzde 0,1 olmasını eleştirerek, “Kadınları yok sayan bir yaklaşım” dedi. Karagöz, emekçilerin açlık sınırının altında yaşamaya zorlandığını, çalışanların yarısının asgari ücretle çalıştığını ve kamu emekçilerinin emeklilikte düşük maaşlara mahkûm edildiğini hatırlattı.
