AKP cenahı sürekli olarak ekonominin çok iyi bir doğrultuya girdiğini söylüyor. Ancak sıradan insanların, çalışanların, emekilerin hayatında herhangi bir iyileşme yok.
Mehmet Şimşek, Brüksel’de yaptığı açıklamada, “Türkiye ekonomisi çok iyi gidiyor, doğru yolda ilerliyoruz, enflasyon azalmaya başlayacak” dedi.
Şimşek “Enflasyon mayıs ayında zirveye çıkacak. O noktadan itibaren enflasyon oranında her yıl anlamlı bir yavaşlama göreceğiz. Bu yılın sonunda enflasyonun yüzde 38 civarında olacağını öngörüyoruz. Gelecek yıl yüzde 14’e düşecek, enflasyon 2026’da tek haneli rakamlara inecek” dedi. Oysa enflasyonda düşmenin baz etkisi ile olacağını, bunda maliye politikalarının hiçbir katkısı olmadığını, eğer böyle giderse Eylül, Ekim aylarından itibaren enflasyonun tekrar yükseleceğini ekonomistler sürekli anlatıyor.
Çalışma Bakanı da “enflasyonda çok iyi gidiyoruz” diyor, ama emeklilere, memurlara zam konusunda herhangi bir ümit vermiyor, Temmuz ayını bekleyin açıklaması yapıyor. Kök maaşı 10 bin liranın altında olan emekliler zam bile alamayacak, ama buna nasıl bir çare bulunacağından bahseden yok.
Rakamlar, ekonominin döviz temin etmeye odaklandığını, bunun karşılığında, dünyada verilen faizin en az iki katının verildiğini gösteriyor. Bu da elbette daha fazla yoksullaşma, kaynakların sermaye sahiplerine aktarılması demektir.
Ekonomi iyi mi gidiyor
Ekonomide nasıl bir iyileşme olduğunu her gün çarşı pazar fiyatları ile cebimizdeki parayı karşılaştırınca çok iyi anlıyoruz.
Yoksullaşmayı enflasyon verilerinden de görebiliriz:
Şimşek göreve geldiğinde enflasyon TÜİK’e göre, yıllık bazda yüzde 39,6 idi, bu yıl Mayıs ayında yüzde 69,8’e yükseldi.
ENAG’ın enflasyon hesaplamasına göre bir yıl önce tüketici enflasyonu yıllık bazda yüzde 70,6 idi, bu yıl Mayıs ayında yüzde 124,4 oldu.
Buna karşın maaş ve ücretlerdeki artışlar yüzde 33 ile yüzde 50 arasında kaldı. Bu da işçilerin, emekçilerin, emeklilerin sırtından zenginlere nasıl para aktarıldığını gösteriyor. Ücretler düşük tutuluyor, buradan elde edilen para faiz ödemelerinde kullanılıyor.
Zenginlerin faiz gelirleri sürekli artıyor
Aslında AKP’nin ekonomi politikasına göre “iyi giden” tek şey, artan tek rakam faizler. Mehmet Şimşek geldiğinde yüzde 8,5 olan Merkez Bankası faizi yüzde 50’ye yükseltildi. Buna paralel olarak bankalarda parası olanlar yüzde 60’tan başlayan faiz gelirleri elde etmeye başladılar. Faizler aracılığı ile sermaye sahiplerine müthiş bir para aktarılıyor. Bu paranın önemli bir bölümü ise yabancı sermayeye gidiyor.
Faizler yükseltildikten sonra Türkiye’ye sıcak para olarak giren yabancı sermaye miktarı yaklaşık 16 milyar dolar. Bu paranın döviz olarak yıllık kazancı en az yüzde 10. Türkiye dışında, dünyanın hiçbir yerinde sıcak para yüzde 10 kazanç elde edemiyor. Türkiye, sıcak para sahipleri tarafından açıkça soyulmaktadır, bunu sağlayan da yüksek faiz ve iktidarın acil döviz ihtiyacıdır.
Her türlü dövize muhtaç olan iktidar, sıcak para sahibi yabancı sermayeye kapıları sonuna kadar açmış durumda, hiçbir kısıtlama, vergilendirme yok, karşılığında da döviz cinsinden en az yüzde 10 faiz ödüyor. Elbette bu faizler halkın cebinden çıkıyor, hepimiz biraz daha yoksullaşıyoruz.