Göçmenlerin Gündemi (11 Haziran – 17 Haziran)

0 Shares
0
0

11 Haziran

Göç İdaresi: “Mobil mücadeleyle 400 bin düzensiz göçmen gitti”

Şu an 165 mobil göç aracımız var. Yakın zamanda bu sayıyı 265’e çıkaracağız. Mobil göç araçlarıyla 7/24 sahadayız, düzensiz göçmenleri yakalıyoruz. Kısa süre içerisinde 81 ilde mobil göç noktası denetim araçları hizmete girmiş olacak.

Göç İdaresi, zor koşullarda yaşamaya çalışan sığınmacıların hayatını kolaylaştırmak yerine, sınır dışı etmeyi öncelikli görevi haline getirdi. 81 ilde sığınmacılar, sürekli baskı ve tehditle bunaltıcı şekilde rahatsız ediliyorlar. Oysa yetkililer, mobil araçlarla ilk hizmete başladıklarında, “göçmenlerin işlerini kolaylaştırmak” için olduğunu ifade etmişlerdi.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/mobil-mucadeleyle-400-bin-duzensiz-gocmen-gitti-42475401

11 Haziran

Adana’da 12 yaşındaki mülteci çocuk işçi bozuk asansörde sıkışarak hayatını kaybetti

Adana’nın Seyhan İlçesi Kocavezir Mahallesinde bulunan bir tekstil atölyesinde 12 yaşında Ahmet isimli Suriyeli çocuk işçi, sabah saatlerinde bindiği asansörde, asansör ile duvar arasında sıkışarak hayatını kaybetti. Çocuğun cenazesi itfaiye tarafından asansörden çıkarıldı. arın  Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nden bir gün önce hayatını kaybeden Ahmet’in bindiği asansörün bir süredir bozuk olduğu öğrenildi.

Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde çocuğun yaşamını yitirdiği belirlendi. Savcının incelemesinin ardından çocuğun cenazesi Adli Tıp Kurumuna sevk edildi.

İşyeri İŞKUR desteği alıyordu

Adana’da okulda olması gereken ancak geçinebilmek için okulu bırakarak atölyelerde çalışmak zorunda kalan çok sayıda mülteci çocuk işçi var. Çoğunluğunu artık mülteci işçilerin oluşturduğu merdiven altı atölyelerde işçiler sigortasız, güvencesiz çalıştırılıyor. Patronların İŞKUR desteklerinden de yararlandığı atölyelerde çocuk işçiler asgari ücretin yarısına çalıştırılıyor. Kazanın gerçekleştiği Dağ Tekstil İş Hanı’nda “Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ve Türk Vatandaşları İçin İstihdam Desteği Projesi” kapsamında işçi çalıştırıldığına dair bir tabela yer alıyor.

Asansör bozuktu

Olayın şokunda olan işçilerin çoğu konu ile ilgili bilgilerinin olmadığını söylediler. Edindiğimiz bilgilere göre asansör bir süredir bozuk olmasına rağmen çalıştırılıyordu. Konuştuğumuz işçiler, “Asansör bir çalışıyor, bir çalışmıyordu. Zaten bir süredir bozuktu. İnsan hayatı çok ucuz” diye anlattılar.

https://www.evrensel.net/haber/520697/adanada-12-yasindaki-multeci-cocuk-isci-bozuk-asansorde-sikisarak-hayatini-kaybetti

13 Haziran

“İlk iş İŞKUR tabelasını söktüler”

Adana’da önceki gün 12 yaşındaki Suriyeli çocuk işçi Ahmet Dırek Turan Haskiro, çalıştığı atölyesinde bozuk olan asansörle duvar arasına sıkışarak öldü. Cinayetin gerçekleştiği iş hanında ve İŞKUR tabelası asılıydı. 12 yaşındaki Ahmet’in ölümünün ardından bu tabelayı apar topar söküldü.

12 yaşındaki çocuğun ölümünün arkasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR’un tabelası var. Yasak olmasına rağmen çalıştırdıkları 12 yaşındaki Ahmet bu tekstil atölyesinde iş cinayetine kurban gitti.

https://www.evrensel.net/haber/520850/ilk-is-iskur-tabelasini-soktuler

13 Haziran

BM: Dünya genelinde mülteci sayısı 120 milyona ulaştı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), dünya genelinde mülteci sayısının Nisan ayı sonunda 120 milyona ulaştığını açıkladı.

Savaş ve şiddetin küresel ölçekte tırmanması ve doğal afetlerin artmasıyla birlikte, ülkelerinden kaçan ya da kaçmak zorunda kalan insanların sayısı 2023 yılı sonunda 117,3 milyonu bulmuştu.

Kuruluş, bu yılın ilk dört ayında yeni zorla yerinden edilme rakamlarının da eklenmesiyle sayının 120 milyona ulaştığını tahmin ediyor.

Bu rakam 2022 yılı sonuna kıyasla yüzde 8’lik bir artış anlamına geliyor. Mülteci sayısı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)’nin kayıt tutmaya başlamasından bu yana en yüksek orana ulaştı.

Zorla yerinden edilenlerin yaklaşık yüzde 40’ını çocuklar oluşturuyor.

Haberin devamı için aşağıdaki linki tıklayınız:

https://www.bbc.com/turkce/articles/cx88r7g5020o

14 Haziran

Suriyeli sığınmacıyı hedef gösteren İlay Aksoy’a 1 yıl 8 ay hapis cezası

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

2020 Eylül ayında kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve kişiyi hedef göstermek iddiasıyla yargılanan Aksoy’un dava süreci 4 yılı doldurmasına yaklaşmışken, ilk derece mahkemesince karara bağlandı, sanık Aksoy’un suçu sabit bulundu.

Kararı Davacı Eczacı Aya Arafa adına Avukatı Zeynep Ertekin sosyal medya hesabından şu ifadelerle duyurdu:

 “Tüm aşamalarda ve savunmalarında ‘kamu yararına’ hareket ettiğini öne süren sanık İlay Aksoy’a ve yabancıları hedef gösteren herkese bundan sonra yapacakları çalışmalara dikkat etmeleri gerektiğini hatırlatırız. Toplumun huzur, barış ve güven içinde yaşaması için üstüne düşeni yapmaya gayret eden ve bu davada bizlere destek veren tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.”

15 Haziran

Suriyeli Ahmet’in haftalığı 1.500, hayatı 500 bin lira! – Turgay Bek (Bir Tek-sen Adana temsilcisi)

On bir yaşındaki Ahmet Haskiro’nun çalışmış olduğu Kaside Giyim-Dağ Tekstil atölyesinde, asansör ile duvar arasına sıkışarak yaşamını yitirmesi, bir gün sonraki Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nün gündemini belirledi.

Suriyeli çocuk işçinin ölümü sonrasında konfeksiyon atölyesinin patronları, “Ahmet Haskiro’nun atölyede çalışmakta olan annesini ziyaret etmek için geldiği esnada asansör kazası yaşandığı” senaryosuna sığındı. Aile ve işçiler üzerine yoğun bir baskı kuran patronlar, herkesi kendi yalanlarına ortak ederek cinayeti örtbas etmeye çalışıyor. Eşi 10 gün önce yasa dışı yollarla Almanya’ya geçmiş olan ve başka hiç kimsesi olmayan Anne Sefa Haskiro, patronların baskılarına boyun eğerek oğlunun atölyede çalışırken yaşamını yitirdiği gerçeğini inkar etmek durumunda bırakılıyor.

İşçi arkadaşlarının aktardığına göre Ahmet 1500 lira haftalık karşılığında çalışıyordu. Ahmet’in annesi ile 14 yaşındaki ablası Merve ise haftalık 3 bin 200 lira alıyor. Konfeksiyon sektöründe Suriyelilere asgari ücret dahi çok görülüyor. Öğrendiğimiz kadarı ile patronlar iş cinayetinin kendi istedikleri şekilde kapatılması karşılığında Haskiro ailesine 500 bin lira “kan parası” ödemeyi teklif etmiş.

Ahmet Haskiro’nun ölümünden sorumlu olan patronlar, iş yerinde çalışan tanık olarak dinlenecek işçilere baskı yapıyor, ailenin beyanlarını yönlendiriyor.

Suriyeli ölse de hakkını arayamıyor

Bundan 4 yıl önce, Ahmet Haskiro gibi konfeksiyon işçisi olan 18 yaşındaki Suriyeli Ali el Hemdan’ın dur ihtarına uymadığı gerekçesi ile polis tarafından vurulduğu yer, iş cinayetinin yaşandığı atölyeye birkaç yüz metre mesafede bulunuyor. Sanık polis memuru, ayağının kayarak düşmesi neticesinde silahının istem dışı bir şekilde ateş almasıyla Ali el Hemdan’ın vurulduğu yalanına sığınmıştı. Ali el Hemdan’ın ailesi de tıpkı Ahmet Haskiro’nunkiler gibi yargı sürecini takip etmekten çekinmişti. Ali el Hemdan’ın ailesine polis ve valilik tarafından baskı yapılırken, Ahmet Haskiro’nun yakınları bizzat patron tarafından susturuluyor.

Mülteci işçiler, haksızlığa maruz kalsa, katledilse dahi, yaşadıklarını sineye çekmek durumunda hissediyorlar. Eğer haklarını ararlarsa, sınır dışı edilebilecekleri endişesi taşıyorlar. Vatandaşlar arasında yargıya güvenin dip yaptığı bir dönemde, mültecilerin adalet beklentisi hiç yok.

Valiliğin, Emniyet Teşkilatının, basının çarpıtma ve katil polis memurunu koruma çabalarına rağmen, Ali el Hemdan’ı öldüren polis memuru 25 yıla mahkum edilmişti. Baroların, insan hakları ve hukuk örgütlerinin ısrarlı çabaları sonucu, dur ihtarına uymadığı gerekçesi ile insan öldüren bir polis memuru, ilk defa kasten insan öldürmek suçundan hüküm yemiş oldu.

Kapitalizmin doğup geliştiği İngiltere’de, bundan 2 yüzyıl önce maden ocaklarında, fabrikalarda 12 saat boyunca çalıştırılan çocukların birçoğu gençliğini göremeden yitip gidiyordu. Kuralsızlığın kural olduğu bu dönem, sonradan “vahşi kapitalizm” diye anıldı. İşçi sınıfının mücadelesi ile çalışma saatleri düşerken, çocuk işçiliğini sınırlayan yasal düzenlemeler yapıldı.

Tüm bunlara rağmen, doymak bilmeyen kapitalistler, fırsatını bulduklarında çocuk işçi çalıştırmaktan geri durmuyor. Çocukların atölyelerde çalıştığını herkesin bilmesine rağmen, yasaları uygulamakla görevli olan Çalışma Bakanlığı bu durumu görmezden gelmeyi tercih ediyor. 

TÜİK verilerine göre geniş tanımlı işsizlik yüzde 25’i bulmuş durumda. Çalışabilecek durumdaki her dört yetişkinden birinin işsiz olduğu ülkemizde, çocuk işçiliğinin önünün alınamıyor olması, kapitalizmin özünde vahşi bir sistem olduğunu anlatmaktadır.

Barolar, çocuk hakları savunucuları, emek ve demokrasi güçleri, Ahmet Haskiro’nun ölümüne ilişkin yargı sürecini sonuna kadar takip etmelidir. Çocuk işçi çalıştırmaya yönelik yasakların etkili bir şekilde uygulanması, başka Ahmetlerin ölmemesi için, sorumlular mutlaka cezalandırılmalı; Ahmet Haskiro ismi, çocuk işçiliğine karşı verilecek olan mücadelede yaşatılmalıdır.

https://www.hertaraf.com/haber-suriyeli-ahmet-in-haftaligi-1-500-hayati-500-bin-lira-13304

0 Shares
You May Also Like

Biz kimiz?

Enternasyonal Dayanışma, işçi sınıfının kolektif ve kitlesel mücadelesiyle dünyanın daha eşit, adil ve özgür bir yere dönüşeceğini savunan…