Filistinli yetkililer, İsrail’in Gazze’nin güneyinde belirlenen “güvenli bölge”ye düzenlediği saldırıda en az 40 kişinin öldüğünü ve 60 kişinin yaralandığını bildirdi.
Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü, saldırıda Filistinlilerin sığındığı Han Yunus’un El-Mevasi bölgesindeki bir kampta bulunan en az 20 çadırın vurulduğunu bildirdi.
İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, saldırının bir Hamas komuta merkezini hedef aldığı öne sürüldü. Hamas, İsrail ordusunun bu iddiasını “açık bir yalan” olarak niteledi.
El Mevasi, İsrail ordusunun Han Yunus ve yakındaki Refah’a yönelik kara saldırıları sırasında kıyı bölgesini “güvenli bölge” ilan etmesinden bu yana buraya çadırlarla yerleşen Filistinlilerle dolu.
Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü, olay yerindeki ilk değerlendirmelerin, saldırının “bu çılgın savaştaki en iğrenç katliamlardan biri” olduğunu gösterdiğini belirtti.
Sözcü, ambulans ve Sivil Savunma Müdürlüğü ekiplerinin saldırıda öldürülen insanların cesetlerini kumlardan çıkarmakta zorluk çektiğini ifade etti.
Yıkımı hayal bile edemezsiniz
Görgü tanıkları, çadırların bulunduğu alana gece yarısından kısa bir süre sonra üç saldırı yapıldığını söyledi.
Halid Mahmud isimli bir yardım kuruluşu çalışanı yedi metre derinliğinde üç kraterin oluştuğunu ve “20’den fazla çadırın gömüldüğünü” söyledi.
Ajanslarda yer alan görüntülerde birçok görevli ve sivilin, toprak altında kalanları kurtarmaya çalıştığı görüldü.
Herkes uyuyordu ve aniden bombalamaya başladılar
Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde yerinden edilmiş Aya Madi isimli yedi çocuk annesi bir Filistinli, BBC için çalışan serbest bir gazeteciye, “Uyandığımızda kum ve ateşten başka bir şey görmedik” dedi.
Çocuklarının çığlık attığı belirten Madi, “Çadır üzerlerine çöktü. Onları enkazın altından çıkardım” diye konuştu ve şöyle devam etti:
“İki aylık oğlumu kucağıma aldım, öldüğünü düşündüm, kumla kaplıydı, zorlukla nefes alıyordu. Onu yıkadım ve hala hayatta olduğu için Allah’a şükrettim.”
Madi, ölenlerin hepsinin sivil olduğunu söyledi ve “tek bir militanın bile olmadığını” sözlerine ekledi:
“Geriye kalan tek şey toz ve kül. [Kayıpların] bazıları parçalara ayrılmıştı, diğerlerini bulmak için kazmak zorunda kaldılar, bazıları insanların evlerinde bulundu… Manzara dehşet verici.”
Ayşe Nafi el-Şeri isimli başka bir kadın ise, “Hepsi yerinden edilmiş insanların çadırlarıydı. Ve şimdi her şey yıkılmış durumda” diye konuştu.
“İnsanlara burada kalın dediler. Ancak burası güvenli bir alan değil” diyen el-Şeri şöyle devam etti:
“Bu insanların hiçbir şeyi yoktu ve uyuyorlardı. Kimseyi uyarmadılar. Herkes uyuyordu ve aniden bombalamaya başladılar” dedi.