Çanakkale Ayvacık ilçesi Çamkalabak köyündeki 89 hektar ormanlık alana maden işletme ruhsatı ve “ÇED gerekli değildir” raporu verilmesinin ardından bölgedeki ağaçların kesimine başlandı.
Köy muhtarı Remzi Ercan, taş ocağı yapılması planlanan ormanlık alanda daha önce yangın çıktığını ve buranın “rant kurbanı” olduğunu öne sürdü. Süreç, Ercan tarafından yargıya taşındı.
T24‘ün haberine göre, Remzi Ercan “Bölgede yangın çıkmıştı, boyalama yapılmış. Merak edip soruşturdum ve ‘ÇED gerekli değil’ raporu elime ulaştı. Soruşturmasak öğrenemezdik, bize bilgi bile verilmemişti” dedi.
Avukat Serap Öztürk, sürecin yargıya taşındığını, bölgenin tek geçim kaynağı olan ormanların ranta açılmasının Tuzla ovasını besleyen su kaynaklarını da kirleteceğini belirtti.
Yangın çıkan ormanlık alana taş ocağı yapmak istiyorlar
Köy muhtarı Remzi Ercan, ormanın bölgedeki tek geçim kaynağı olduğunu ve normalde göç vermedikleri halde ormanların tahrip edilmesi durumunda bölgenin göç riski de barındırdığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:
“Ormanda 2-3 sene önce yangın çıktı. Köylüler olarak müdahale ettik, söndürdük. Şimdi tam da yangın çıkan alan taş ocağı yapılmak isteniyor. Bize haber dahi verilmedi. Boyalama yapılmış, merak ettim ve araştırdım. Ağaçlandırma yapılacağını düşündüm ilk önce. Bu süreçte aniden elime ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verildiğine dair belge geldi. Bize hiçbir şekilde bilgi verilmedi, fikrimiz alınmadı. İtiraz ettik.
Suyu kirletip tarımı da bitirecekler
Bu orman bölgenin tek geçim kaynağı, buranın ranta açılması bölgede göçe neden olur. Yaşam alanına da çok yakın. Öte yandan; taş ocağı yapılmak istenen bölgenin yakınında Tuzla ovasını besleyen, tarım yapılmasına olanak sağlayan bir çay akıyor. Suyu da kirletecekler hem tarımı bitirecek hem de sudaki yaşamı bitirecekler.”
Avukat Öztürk: Taş ocağı bölgenin sonu olur
Avukat Serap Öztürk ise ÇED raporunun yargıya taşındığını vurgulayarak; “Taş ocağı açılması bölgenin sonu olur. Burada 2017’de büyük bir deprem yaşandı. Taş ocağı için bölgede patlatma yapılması depremi de tetikleyebilir. Öte yandan; taş ocağı yapmak istedikleri yere yakın bir noktada Tuzla ovasını besleyen bir su kaynağı var. Suyun kirlenmesi demek tarımın ve sudaki doğal yaşamın da bitmesi anlamına geliyor. Taş ocağı açmak istedikleri alan orman. 89 hektar söz konusu. Çevre köylere de taş ocağı açmak amacıyla ruhsat almak için başvurmuşlar. İki haftadır yargı süreci için uğraşıyoruz.”