Mecliste görüşülecek olan ve ‘etki ajanlığı’ yasası olarak bilinen yasa teklifine tepkiler büyüyor. 91 STK’dan milletvekillerine, ‘etki ajanı’ teklifine hayır deyin çağrısı yapıldı. Türkiye Barolar Birliği yaptığı açıklamayla ‘Etki ajanlığı düzenlemesi hukuk devletine aykırıdır’ dedi.
Türkiye’nin ‘casusluk’ mevzuatında değişiklik öngören yeni yasa teklifi, oylamaya sunulmak üzere TBMM Genel Kurulu’na bu hafta gelecek. 91 STK, teklifin kabul edilmesi halinde sivil toplumun ülkede özgürce faaliyet yürütme becerisine yönelik önemli bir tehdit oluşturacağına dikkat çekti. Milletvekillerine, kamuoyunda “Etki ajanı olarak bilinen yasa teklifine hayır deyin” çağrısında bulundu.
Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma tehdidi oluşturuyor. Bu ihlalleri gerçekleştirdiği belirlenen kişilere uzun süreli hapis cezaları getiriliyor.
Yapılan açıklamada “Aşırı geniş ifadeler içeren, muğlak yasaların keyfi yorumlanması, Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve diğer birçok sivil toplum örgütünü hedef almak ve yargılamak için kullanılmaktadır.
Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde, herkesin bilgi talep etme ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riski altına girecektir.
Ayrıca sivil toplum örgütlerinin önemli insan hakları çalışmaları üzerinde de caydırıcı bir etki yaratacak ve potansiyel anlamda faaliyetlerini engelleyecektir” denildi.
Türkiye Barolar Birliği: Etki ajanlığı düzenlemesi hukuk devletine aykırı
Türkiye Barolar Birliği de, Meclis gündeminde olan etki ajanlığı düzenlemesiyle ilgili açıklama yaptı.
“‘Etki ajanlığı’ düzenlemesi hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri yönünden demokratik hukuk devleti ilkesine aykırıdır” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Teklif’te yer alan ‘yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları’ ibaresi, ceza hukuku sistematiğimizde yer almayan, keyfi değerlendirmelere imkân tanıyacak nitelikte bir ifadedir. Söz konusu ifadenin hukuki olarak öngörülebilir olmadığı açıktır. Demokratik bir hukuk devletinde, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ifade özgürlüğü hakkını yakından ilgilendiren ceza hukuku alanında belirsiz, muğlak, müphem, ne şekilde yorumlanacağı öngörülebilir olmayan ifadelere yer verilmesini kabul etmek mümkün değildir.
Yasa Teklifi TBMM Genel Kurulunda değerlendirilirken anılan unsurlara dikkat edilmesini, hukuka açıkça aykırı ve hak ihlallerine sebebiyet verecek bir düzenlemenin yüce Meclis eliyle hayata geçirilmemesini talep ediyoruz. Düzenlemenin ve sürecin yakın takipçisi olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.”