CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası başlayan protestolara katılan toplam 189 kişi, İstanbul Adliyesi’ndeki iki ayrı davada hakim karşısına çıktı. Bu davalarda tutuklu kimse bulunmuyor.
90 gencin yargılandığı dava 45’erli şekilde ikiye ayrıldı, duruşmalar Temmuz ayına ertelendi.
99 kişinin yargılandığı davada, 8 gazetecinin ve 4 avukatın dosyasının ayrılmasına karar verildi. Bu davaya 3 Ekim’de devam edilecek.
Duruşmalara milletvekilleri, İstanbul Barosu yöneticileri, sendikalar, aileler ve çok sayıda kişi katılmaya çalıştı, ancak salon yetersizliğinden, savunma avukatları bile salonlara girmekte zorluk çekti.
99 kişinin yargılandığı davanın sabah oturumunda öğrencelerin avukatları “Bu dosya beraatlik bir dosya. Burada üç gün yargılama yapmaya gerek yok. Çünkü burada suç yok. Delil yok. Biz öncelikle beraat kararı vermenizi talep ediyoruz” dedi.
Savcı, yargılamanın devamı yönünde görüş açıkladı. Mahkeme, duruşmanın devam etmesine karar verdi. Duruşmada mahkeme heyeti ve avukatlar arasında sözlü tartışma çıktı.
“Demokratik hakkımızı kullandık”
Savunma yapan öğrencilerin tamamı, “Anayasal hakkımızı kullandık. Bize gözaltında, buradan tutuklanmazsınız. Avukatınız gelsin gidersiniz dendi. Tutuklandık, 19 gün hapis kaldık. Anayasal hakkımı kullandım. Dosyaya konulan fotoğraflar da çelişkili. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Bir öğrenci de şöyle savunma yaptı:
“Bana ve buradaki herkese yöneltilen suç isnadının dahi bir şaka olarak düşünülmeyip işleme konmasından ötürü yetkili kişileri esefle kınıyorum. Demokratik hakkımız olan eyleme hangi gün, nerede katıldığım dahi belirtilmemişken, bu konuda hiçbir delil dosyama konmamışken yine de, derhal beraatimi talep ediyorum.”
Yine bir öğrenci de “Biz Anayasal hakkımızı kullandık. Tutuklandık. Bu dosyada asıl yargılanması gerekenler Saraçhane’de bize işkence eden polislerdir. Beraat istiyorum” dedi.
Başka bir öğrenci, “Bu ülkede birçok kadın katlediliyor, gençler umutsuzluktan intihar ediyor. Gülistan Doku beş yıldır bulunamıyor, etkin soruşturma yürütülmüyor, buna karşı sokaktaysak biz de 19 Marttaki darbeye karşı sokaktaydık. Biz bunun suç gibi gösterilmesini kabul etmiyoruz. Beraat istiyorum” dedi.
Çağlayan’da polis ablukası
Duruşmaların görüldüğü Adliyenin etrafı sabah saatlerinden itibaren polis ablukasına alındı. Gazeteciler ve sanıklar, adliyeye girerken engellendi. Polis barikatları ancak, sözlü tartışmaların sonrasında aşıldı. Sanık öğrencilerden biri gözaltına alındı, mahkeme o serbest bırakıldıktan sonra başladı.
“Adalet istiyoruz”
Duruşma öncesinde Anne baba Dayanışma Platformu ve öğrenciler basına açıklama yaptı, adalet istedi. Açıklamanın tamamı şöyle:
Anne babalar olarak haftalardır günlerimiz adliyelerde, cezaevlerinde geçiyor. Birbirimizi hic tanımıyorken bizi birleştiren, bir araya getiren çocuklarimiz oldu. Adlivelerde, cezaevlerinde bulduk birbirimizi. Çocuklarımız Anayasal ve demokratik haklarını kullanmalarına rağmen hala serbest bırakılmadılar veya tutuksuz yargılanıyor, ev hapsi ve adli kontrol sarti ile yaşamak zorunda bırakılıyorlar.
Anayasa’nın 15. Maddesi suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz diye düzenlenmesine rağmen bizim çocuklarımız tutuklandı.
Anayasa’nın 17. Maddesi kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya ve muameleye tabi tutulamaz diye düzenlenmesine rağmen çocuklarımıza gözaltı sırasında şiddet uygulandı, çocuklarımız günlerce adli tutuklular arasında kaldı fiziksel ve psikolojik şiddete uğradı.
Anayasa’nın 25. Maddesi kimse düşünce ve kanaatleri sebebiyle suçlanamaz diye düzenlenirken çocuklarımız düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklandı, gözaltına alındı, ev hapsi veya adli kontrol şartı verildi ve bugün yargılanıyorlar.
Anayasa’nın 34. Maddesi herkes önceden izin almadan gösteri ve yürüyüş hakkına sahiptir diye düzenlenmesine rağmen en temel haklarını kullandıkları için çocuklarımızın hakları, özgürlükleri ellerinden alındı.
Anayasa’nın 42. Maddesi kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz derken çocuklarımız eğitim haklarından, vize takvimi başlamasına rağmen sınavlarına hazırlanabilme, girebilme haklarından mahrum bırakıldı.
Çocuklarımızın Anayasa’dan, ulusal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı onlarca hakkının bu süreçte ellerinden alındığına tanıklık ettik. Üniversitede, açık lisede okuyan veya çalışma hayatına yeni başlayan çocuklarımız anayasal ve demokratik haklarını kullandıkları için en temel haklarından mahrum bırakıldı.
Yaşadığımız bu zor günlerde ülkemizin dört bir tarafından gelen mesajlara, mektuplara, her akşam 21:00’da yaptığımız hasthag’e ve imza kampanyamıza verilen binlerce desteğe, Silivri’deki dayanışma masamıza çaylan, simitleri ile gelen dayanışma ağımızın gönüllülerine, bizi bir an bile yalnız bırakmayan gönüllü avukatlarımıza, çocuklarımızın sesine ses olan basın emekçilerine, dayanışma için her zaman yanımızda olan yazarlara, sanatçılara, her gün her an yürekleri çocuklarımızla ve biz anne babalarla birlikte atan dayanışmamızı büyüten herkese teşekkür ediyoruz.
Biz anne babalar olarak ilk günden itibaren çocuklarımızın yanında olduk ve yanında olmaya devam edeceğiz. Hala serbest bırakılmayan, tutuksuz yargılanan, ev hapsi ve adli kontrol şartı verilen İstanbul’da ve bu sürecin çocuklarımıza yaşatıldığı tüm illerde çocuklarımız için adalet istiyoruz. Biz çocuklarımızın gelecek kaygısı yaşamadan, başka ülkelerde değil kendi Ülkemizde eşit, özgür bir hayat yaşamalarını istiyoruz.
Bugün Çağlayan Adliyesi’ne balonlarımızla geldik. Bugün gökyüzüne uçuracağımız bu balonlar hala tutuklu olan çocuklarımızın özgürlükleri İçindir. Çocuklarımızın kendilerini özgürce ifade edebilme hakları, eğitim hakları, özgürce yaşama haklan içindir.
Çocuklarımızı, gençleri mahkeme salonlarında yargılamayan, tutuklamayan, gözaltına almayan bir ülke özlemi içindir.
Çocuklarımız biz anne babaların umudu, ülkemizin ortak geleceği, Çocuklarımızla onur duyuyoruz. Tek bir çocuğumuzu dahi yalnız bırakmadan tüm çocuklarımız için dayanışmamızı yaşatmaya devam edeceğiz.
Biz anne babalar çocuklarımız için adalet istiyoruz.
