Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, mülteci, göçmen ve insan hakları savunucusu Taha Elgazi ve eşinin Suriye’ye sınır dışı edilmesi kararına karşı, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
“İnsan Hakları Aktivisti Taha El Gazi hakkındaki hukuksuz sınır dışı kararı kaldırılsın” pankartının asıldığı toplantıya, Emek Partisi (EMEP), Yeşil Sol Parti, İstanbul Barosu Göçmen Mülteci Hakları Komisyonu, Medya ve Göç Derneği, Göç izleme Derneği (GÖÇİZ-DER), Mayısta Yaşam Kooperatifi, İşçi Demokrasisi Partisi, Sığınmacılar Platformu ve Enternasyonal Dayanışma temsilcileri katıldı.
Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı üyesi Yıldız Önen, önce yaşanan süreci aktardı. Taha Elgazi ve eşinin bir yıl önce vatandaşlığının iptal edildiğini söyleyen Önen, buna ilişkin herhangi bir tebligat iletilmemesi nedeniyle avukatlarının karara itirazda bulunamadığını söyledi. Önen, polisin telefonla adres teyidi için geldiklerini söylemesine rağmen Elgazi’nin evinin sokağından apar topar gözaltına alındığını ve kendisinden uzun süre haber alamadıklarını aktardı.
Ardından avukat Gülseren Yoleri, Taha Elgazi ve eşinin sınır dışı edilmesi süreci boyunca yaşanan hak ihlallerine ve hukuksuzluklara değindi. Sınır dışı kararının, bu alanda çalışma yürütmek isteyenlere yönelik bir tehdit anlamı taşıdığına dikkat çeken Gülseren Yoleri, şöyle devam etti:
“Hem bu hukuksuzluğa itiraz ediyor hem de insan hakları savunucularına, aktivistlerine yönelik bu tehdidi ve bu baskıyı protesto ediyoruz. Vatandaşlık iptali ve sınır dışı kararından dönülmesini ve dolayısıyla Taha El Gazi’nin yine eşiyle beraber Türkiye’ye güvenle geri dönüşünün sağlanmasını istiyoruz. Bizim bu yönde bu taleplerimiz doğrultusunda çalışmalarımız devam edecek. Biz biliyoruz ki Taha El Gazi gibi insan hakları savunucuları nerede yaşarlarsa yaşasınlar aslında faaliyetlerini devam ettirecekler ama biz güvende olduğu bir ülkede çalışmalarını sürdürmesini ve yaşamasını istiyoruz. Bu olayın da takipçisi olacağız, izleyeceğiz. Hukuksal süreçle ilgili avukatlarının atacağı her adımda yanlarında olacağız.”
Basın açıklamasının tam metni şöyle:
TAHA EL GAZİ’NİN SINIRDIŞI EDİLMESİ GERİ GÖNDERME YASAĞININ İHLALİ VE HAK SAVUNUCULUĞUNA YÖNELİK BİR TEHDİTTİR, KARAR GERİ ÇEKİLSİN!
İnsan hakları aktivisti ve Ağ’ımızın üyesi Taha El Gazi ve eşinin, vatandaşlık hakları iptal edilerek itiraz hakkı dahi tanınmadan apar topar sınır dışı edilmeleri, ulusal ve uluslararası hukukta tanımlanan geri gönderme yasağının açık ihlali, hukukun bağlayıcılığına, kazanılmış haklara ve hak savunuculuğuna yönelik ağır bir tehdittir. Yaklaşık 3 günlük bu süre boyunca, ailesinin ve avukatının tüm çabalarına rağmen Taha El Gazi’nin nerede olduğu bilgisinin gizlenmiş olması ayrıca bir hukuk ihlalidir. Vatandaşlık iptali ve sınır dışı kararlarının derhal geri çekilmesini, Taha El Gazi ve eşine yaşatılan bu hukuksuzluğun sonlandırılmasını ve Türkiye’ye dönüşlerine imkân sağlanmasını istiyoruz.
Taha El Gazi’nin anlatımı ile olay şöyle gelişmiştir; Cuma günü akşam 9.30 sıralarında eve gelen sivil polisler Taha El Gazi’yi sormuş, eşi evde olmadığını söyleyip Taha’yı telefonla aramış, telefonla konuşan memur Taha’ya “adres teyidi için geldik, karakola gelmeniz lazım” demiştir. Taha’nın “uzaktayım yarın geleyim demesi üzerine memur “gelmezseniz eşinizi alacağız” demiş, bunun üzerine Taha konunun adres teyidi olmadığını düşünmüş ve “hemen geliyorum” diyerek telefonu kapatmıştır. Eve yaklaştığında 5 sivil kişi kendisine yaklaşıp üzerinde bulunan anahtar, telefon, cüzdan ve kimliğini almış ve arabaya bindirip vatanda bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürmüşlerdir.
Yolda “şu an gözaltındasın, suçun G207 kod provakatif eylemlere katılma” denmiş bunun üzerine Taha ailesini ve avukatını aramak istemiş ancak “yasak” denmiş ve izin verilmemiştir. Emniyet müdürlüğünde bir bölüme götürülmüş ve “sanki suçlu gibi” elleri arkada, kafası eğik olarak video çekilmiştir. Sonra emniyet müdürlüğünden çıkarılmış, hastaneye götürülüp sağlık raporu alınmış ve Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi (GGM)’ne götürülmüştür. Ancak henüz 20 dakika geçmeden içinde 6 jandarma olan bir araca bindirilerek yola çıkılmış, nereye götürüldüğünü sorduğunda bilgi verilmemiş ve soru sorma hakkın yok denilmiştir.
Uzun bir süre gittikten sonra yanında oturan jandarmaya eşinin sağlık sorunu olduğunu bu nedenle telefon görüşmesi yapmak istediğini söylemiş, 1 dakikalığına izin verilmiş, o sırada eşine ve avukatına mesaj atmış konum göndermiş ve böylece nerede olduğuna dair bir işaret verebilmiştir. Cumartesi sabahı 07.30 gibi Aydın Atatürk Devlet Hastanesine getirilmiş, darp raporu alınmış, ardından Aydın GGM’ye götürülmüş ve burada kalacağı söylenmiştir.
Bir saat kadar sonra iki kişi gelerek kendisi ile görüşmek istediklerini söylemiş, istihbarat görevlisi olduğunu tahmin ettiği ve elinde 60 sayfalık bir dosya olan görevli, “hakkındaki suçlamayı biliyor musun” dedikten sonra, vatandaşlığının iptal edildiğini ve hakkında sınır dışı kararı çıktığını söylemiş. “Burada ne kadar kalacağını bilemeyiz 2 hafta da olur 6 ay da olur daha da uzun olabilir” demiş, eşi hakkında da vatandaşlık iptali ile sınır dışı kararı olduğunu eklemiştir.
Sınır dışı kararı tebliğ edilmemiş olsa da bir devlet yetkilisi tarafından bu açıklamanın yapılması böyle bir kararın olduğunu gösterir, bu durumda uzun süre GGM’de kalmak gerekebilir diye düşünen Taha “Ben uzun süre kalabilirdim ama eşimin GGM’de 5 dakika bile kalmasını istemedim. Sağlık sorunları var ve bu koşullara dayanamaz” diyerek kendisi ve eşinin gönüllü geri dönüş belgelerini imzalamaya hazır olduklarını bildirmiş, ardından işlemleri yapılarak “sınır ihlali” gerekçesi ile sınır dışı edilmişlerdir.
Taha, sınır kapısından Suriye tarafına bırakıldıktan sonra teslim edilen telefonu ile Türkiye’deki dostlarını arayarak durumunu bildirebilmiştir.
Bütün bu sürede görevlilerin kötü muamelesine maruz kalmadığını belirten Taha El Gazi yaptığı değerlendirmede “Göç politikaları ve kararları düzensiz, istikrarsız maalesef. Ben hakkındaki kararı yanlış görüyorum. Bu karar kişisel bir mesele değil. Bu kararda insan haklarını temsil eden bir mesleğin bir yolun mağduriyetini görüyorum.
Taha yıllardır Suriyeli sığınmacıların hakkını korumak için Türkiye’de iktidar dahil her kesimle ilişkiler kurmuş, Taha el Gazi’nin bu emeğini bugün suç görenler kendi insanlıklarına baksınlar. Bu kişisel bir mesele değil, Türkiye’de adalet nereye gidiyor hukuk nereye gidiyor meselesi? Mesele Taha’ya yapılanlar değil, yetkililerin hukuka ve yasalara uyup uymamaları. Taha’nın vatandaşlığının iptali Türk vatandaşları için de büyük tehlike, çünkü hukuk nerede kaldı adalet nerede kaldı?” demiş ve imkân olursa dönüp Suriyeli sığınmacıların hakları için çalışmaya devam etmek istediğini söylemiştir.
Hatırlanacağı üzere; kamuoyunda sıklıkla tartışma konusu olan geri gönderme yasağını ihlal eden sınır dışı uygulamalarına 7 Mayıs 2025 tarihinde Özbekistan uyruklu muhalif Alişir Tursunov (Mübeşşir Ahmed)’in sınır dışı edilmesi eklenmişti. Tursunov gözaltına alınarak Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) konulmuş, Özbekistan İçişleri Bakanlığı Tursunov’un 10 Mayıs 2025 Cumartesi günü Türkiye tarafından kendilerine verildiğini, “dinî materyal yaymak” ve “kamu güvenliğine tehdit oluşturmak” suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine konulduğunu açıklamıştı.
Tursunov gibi Taha El Gazi ve eşi de kendilerine yasal itiraz imkânları verilmeden sınır dışı edilmiştir. Oysa vatandaşlık hakkının iptali de sınır dışı kararı da bir idari karardır ve yasaya göre kişilerin bu kararlara mahkeme yoluyla itiraz hakları bulunmaktadır. Ayrıca vatandaşlık, devlet ve yurttaş arasındaki en güçlü hukuki bağdır ve bu hukuki bağın kurulması da koparılması da keyfiyete bağlı olamaz.
Taha El Gazi ve eşine yapılanlar, Türkiye’de hukukun hiçe sayıldığını, milyonlarca göçmen mültecinin kazanılmış haklarının tehdit altında olduğunu, kazanılmış haklarının kamu otoritesinin keyfiyetinde ve hukuksal koruma imkânından yoksun olduğunu göstermektedir.
Bu hukuksuzluğu, Taha El Gazi ve eşinin itiraz hakkı dahi tanınmadan apar topar sınır dışı edilmelerini kabul etmiyoruz. Yaşananlar ulusal ve uluslararası hukukta tanımlanan geri gönderme yasağının açık ihlali, hukukun bağlayıcılığına, kazanılmış haklara ve hak savunuculuğuna yönelik ağır bir tehdittir. Vatandaşlık iptali ve sınır dışı kararının derhal geri çekilmesini, Taha El Gazi ve eşine yaşatılan bu hukuksuzluğun sonlandırılmasını ve Türkiye’ye dönüşlerine imkân sağlanmasını istiyoruz.
GÖÇMEN MÜLTECİ DAYANIŞMA AĞI
