Tasarruf paketi: AKP’nin ekonomik politikalarının iflası

0 Shares
0
0

Mehmet Şimşek tarafından açıklanan tasarruf paketi, AKP’nin ekonomik politikalarının iflasını belgeliyor. Pakette açıklanan kalemlere bakıldığında, aslında bugüne kadar kamu kaynaklarının nasıl talan edildiği itiraf ediliyor.

Mehmet Şimşek 2016 yılında “Araç saltanatı diyorlar. O araçların hepsini toplasanız bütçede çerez parası bile değil” demişti, şimdi araç almayı yasaklıyor. O dönem araçların bedeli 1,5 milyar dolardı, şimdi tasarruf etmek istedikleri rakam 3 milyar dolar.

2018’de tek adam sistemine geçiş sonrası yoksullaşma hızlandı

2018’de kurulan tek adam sistemi ile hukuk tamamen rafa kaldırıldı, bunun ekonomideki etkisi dış kaynakların kesilmesi oldu. Döviz eksikliğinin etkisini azaltmak için döviz kurlarına müdahale edildi, Merkez Bankası’nın kasasındaki dövizler satıldı. Faizler suni olarak düşük tutuldu.

Bir yandan da sermaye kesimlerine milyarlarca lira kredi ve teşvik dağıtıldı. Tüketici kredileri ve kredi kartı ile harcamalar teşvik edildi.

Hesapsız harcamalar ve yanlış para politikaları sonucu oluşan açıkları kapatmak için sürekli para basıldı, enflasyon patladı.

Enflasyon ortamında şirketler ve bankalar kârlarına kâr kattı. Ama işçilerin hak arama yolları engellendi, grevler yasaklandı.

Gelinen durumda IMF ve Dünya Bankası’nın onayladığı “işçi-memur alma, ücretleri yükseltme” şeklindeki acı reçete devreye alındı. “Tasarruf” paketi bu haliyle tam bir IMF programıdır.

Külliye+Diyanet bütçesi tasarruf tutarından daha fazla

Tasarruf hedefi, Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin altında kaldı. Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2024 yılı toplam bütçesi 103 milyar, açıklanan tasarruf paketinin hedefi ise 100 milyar lira.

Cumhurbaşkanı’nın oturduğu Beştepe Külliyesi’nin yanı sıra Erdoğan’a tahsis edilmiş diğer saraylar (Beştepe, Okluk, Ahlat, Dolmabahçe, Yıldız), köşkler (Vahdettin, Huber, Florya) ve kasırlar (Aynalıkavak, Beykoz, Divanhane) var. Bu konutların azaltılması hususu tasarruf paketinde yok.

Cumhurbaşkanının uçak filosu var. 4 tane büyük gövdeli uçak (Boeing 747, A-330, A-319, A318) 9 tane jet uçağı, çok sayıda helikopteri var. Bunların en azından bir kısmının satılması tasarruf paketinde yok. Erdoğan başta olmak üzere sivil ve asker bürokrasinin araç filolarının, uçaklarının, helikopterlerinin azaltılması tasarruf paketinde yok.

Tasarruf paketi Cumhurbaşkanlığının harcamalarını, konvoylarını, uçaklarını kapsamadan, insanların tasarruf edildiğine ikna olması mümkün değil. Tasarruf Saray’dan başlamalı.

Büyük patronların vergi borçları silinirken hiç “tasarruf” denmiyor

Büyük firmalara döviz esası ile verilen çeşitli ihaleler var. Havaalanı, otoyol, hastane, köprü ve benzeri projelerin ihaleleri… Bu ihalelerle ilgili firmalara her yıl yüzlerce milyar lira ödeme yapılıyor, bu ödemelerle ilgili bir tasarruf kalemi pakette yok. Aksine bu firmaların vergi borçları silindi, silinmeye devam ediliyor.

Devletin 2024’te vazgeçtiği vergi geliri 2,2 trilyon lira, bunun 1,8 trilyonu patronlara ilişkin vergiler. 2024-2026 dönemini kapsayan üç yılda bu tutarın 6,5 trilyon lirayı bulması bekleniyor. Bunun yanında patronların şirketlerine Sanayi Bakanlığı tarafından milyarlarca dolar teşvik veriliyor. Bu vergi borçlarının tahsil edilmesi konusu tasarruf paketinde yok.

Yandaş şirketlere aktarılan kaynakların muslukları kesilmiyor. Vergi aflarına devam ediliyor. Teşvikler verilmeye devam ediyor. Servet transferlerine dokunulmuyor. O zaman bu hangi kesimin tasarrufu?

İşçilerin aleyhine “tasarruf”

Bu “tasarruf” paketi, AKP’nin ekonomik politikalarının iflasının belgesidir. Nas adı altında faizler düşürüldü, enflasyon patlatıldı, israf ve şatafattan vaz geçilmedi, kamu kaynakları sermayeye aktarıldı. Ve bugünlere gelindi.

İktidar, bütün bu süreçte baş sorumlu olduğu halde, ekonomik krizin bedelini emekçilere ödetmeye devam etmek istiyor. Bunun için de böyle sözde tasarruf paketleri yayınlıyor.

Paket asıl olarak işsizliği artırmaya, işçi ücretlerini düşürmeye yönelik adımlara odaklanıyor. Kamuya yeni personel alımı sınırlandırılıyor, destek personeli sayısı azaltılıyor, “esnek” çalışma getiriliyor, servis hizmeti kaldırılıyor. Bütün bunlar daha fazla işsizlik demektir.

Buna karşın zenginlerden daha fazla vergi toplamak iktidarın “tasarruf” paketinde yok. Vergi yükü yine işçilerin, emekçilerin üstünde kalmaya devam ediyor.

Bu “tasarruf” paketi, işçi sınıfını biraz daha yoksullaştırmaya çalışan, şatafata, israfa son vermeyi amaçlamayan, asıl kaynağın zenginlerde olduğunu, onlardan almak gerektiğini öngörmeyen, sözde bir tasarruf paketi.

0 Shares
You May Also Like

Biz kimiz?

Enternasyonal Dayanışma, işçi sınıfının kolektif ve kitlesel mücadelesiyle dünyanın daha eşit, adil ve özgür bir yere dönüşeceğini savunan…