İktidar, yabancı sermayeyi işçilerin emekçilerin parası ile besliyor – Faruk Sevim

0 Shares
0
0

Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı sermaye girişinin beklentileri aştığını söyledi. Evet, son haftalarda hisse senedi ve tahvil almak için gelen önemli miktarda yabancı sermaye var. Ama bu sıcak para; yatırım yapmak, yeni işyerleri, fabrikalar açmak için gelmiyor. Türkiye’de yüzde 70’lere yükselen faiz gelirlerinden yararlanmak için geliyor. Bu faiz gelirini elde ettiklerinde de anında çıkıp gidecekler.

Türkiye’de ekonomi uzun süredir, “dövizi nereden nasıl bulurum” mantığı ile idare ediliyor. Bunun halka faturası ise, pahalılık, yoksulluk, döviz borçlarının faizlerinin bile ödenemeyip ileriki yıllara devredilmesi şeklinde oluyor.

Şimdi iktidar faizleri yüzde 70’lere çıkararak, belki bir miktar döviz bulabilecek, ama gerçekte Türkiye’den önemli miktarda değer, yabancı sermaye tarafından faiz geliri olarak alınıp götürülecek. Yani yapılan Türkiye’nin yabancı sermaye tarafından bir kez daha soyulmasıdır.

2001 krizinde de aynı senaryoyu yaşadık

Bu senaryo, 2001 krizi öncesinde de yaşanmıştı. Çok miktarda yabancı sermaye düşük döviz, yüksek faiz ortamından faydalanmak için 1996 yılından itibaren bankalara, borsaya geldi. Sonra bu saadet zinciri bir noktada kırıldı, gelen döviz çıkan dövizden az olmaya başladı, bu da dövizin TL karşısında değerlenmesine yol açtı. Dövizin yükselmeye başlaması ile yabancı sermaye, çok kısa sürede tüm TL yatırımlarını satıp, parasını dövize çevirip gitti. Geride büyük bir enflasyon, pahalılık ve yoksulluk kaldı.

Şimdi de böyle bir krizi yaşamamız sadece zaman meselesi. Dışardan gelen döviz azalmaya ve döviz TL karşısında yükselmeye başladığında, dışardan gelen sıcak para hızla çekip gidecek. Halka ise şimdikinden çok daha büyük bir enflasyon, pahalılık ve yoksullaşma kalacak.

Enflasyon sürekli artıyor, ama ücretlerimiz yerinde sayıyor

Birleşik Kamu İş’in yaptığı araştırmaya göre açlık sınırı 20 bin liraya ulaştı, yoksulluk sınırı 60 bin lira oldu.

Bağımsız ekonomistlerin verdiği bilgiye göre yılbaşından bugüne Mayıs ayı hariç, Ocak-Nisan dönemi enflasyonu yüzde 30 oldu.

Oysa yılbaşından bugüne emekli maaşları hala 10 bin lira. Asgari ücret 17 bin lira. Milyonlarca insan açlık sınırının altında bir yaşama mahkûm edilmiş durumda. İktidarın bu ekonomik facia karşısında kılı kıpırdamıyor. Buna karşın “dışardan gelen dövizler artıyor, iyi yoldayız” diyor.

Bu gidişat, daha büyük bir ekonomik facia ile sonuçlanmadan, iktidarın değişmesi, işçilerin emekçilerin hakkını savunacak bir iktidarın oluşturulması en önemli gündemimiz olmalı.

Faruk Sevim

Yazar

0 Shares
You May Also Like

Kira krizi derinleşiyor – Erkan Erdem

Ekonomik kriz, konut kiralarını fahiş seviyelere çıkarırken, birçok kiracı açısından mahkemeye taşınan kira davaları da sonuçlanmaya başladı. Tahliye…