Chris Nineham, İngiltere’deki Stop the War (Savaşı Durdurun) Koalisyonu’nun web sitesi için yazdığı yazıda “Eğer ateşkes konusunda ciddiyseniz, müzakere ettiğiniz insanları öldürmezsiniz” diyor:
İsrail’in geçtiğimiz gece boyunca düzenlediği bir dizi saldırı, Orta Doğu’da daha geniş çaplı bir savaşı tetiklemeye yönelik dramatik ve hesaplı bir girişimdi.
Hamas lideri İsmail Haniye’nin İran’da öldürülmesi ve Lübnan’da Hizbullah lideri Fuad Şükr’ün hedef alınmasının yanı sıra Irak’ta Bağdat yakınlarındaki bir üsse düzenlenen bir dizi hava saldırısında üç kişi öldü, diğerleri de yaralandı.
Özellikle İsmail Haniye’nin öldürülmesi daha provokatif olamazdı. Haniye sadece Hamas’ın siyasi lideri değil, aynı zamanda Gazze’de ateşkes sağlanması için Katar’da ve başka yerlerde yürütülen müzakerelerde Hamas’ın başındaki isimdi.
İsrail, Haniye’yi yaşadığı Doha yerine İran’da öldürmeyi tercih ederek İran rejimine kasıtlı olarak meydan okumuştur. Diğer hususların yanı sıra, tüm bu saldırılar yabancı egemen topraklara yapılan saldırılardır ve uluslararası hukukta karşılık verilmesini haklı kılmaktadır.
Haniye’nin öldürülmesinin, ABD’nin ülkeye uyguladığı yaptırım rejimini sona erdirme sözü veren İran’ın yeni seçilen Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni sırasında gerçekleşmesi, provokasyonun düzeyini daha da arttırmaktadır.
Eğer ateşkes konusunda ciddiyseniz, müzakere ettiğiniz insanları öldürmezsiniz. Tüm bunlar, Golan Tepeleri’ne yönelik son saldırılara nasıl karşılık verileceği konusunda İsrail kabinesi tarafından açık çek verilen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun savaşı tırmandırmanın bir yolunu aradığına işaret ediyor.
Netanyahu saldırıların, işgal altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan Dürzi kasabası Majdal Shams’a düzenlenen ve en az on iki çocuğun ölümüne neden olan roket saldırısına bir yanıt olduğunu iddia etti. Kimse saldırının sorumluluğunu üstlenmedi. Hizbullah, İsrail’in saldırıyı kendisinin gerçekleştirdiği iddialarını kesin bir dille yalanladı. Saldırının Hamas tarafından gerçekleştirildiğine dair bir ima dahi bulunmamaktadır.
Yaralı canavar
Tüm korkunç yıkımına rağmen Gazze’deki askeri harekât Netanyahu için iyi gitmiyor. Hamas’ı yok etmeyi ya da rehineleri serbest bırakmayı başaramadı.
Büyük ve sürekli sokak protestoları da dahil olmak üzere ülke içinde eşi benzeri görülmemiş bir muhalefete neden oldu. Dünya sahnesinde savaş bir felaket oldu. İsrail daha önce hiç olmadığı kadar yalnızlaştırıldı. Onu desteklemeye devam eden birkaç hükümet, en önemlisi ABD ve İngiltere hükümetleri, giderek artan bir muhalefetle karşı karşıya. Netanyahu savaş suçlarından tutuklanmak üzere aranıyor.
Netanyahu’nun son umudu ABD’yi Lübnan ya da İran ile daha büyük bir savaşa sürüklemek. Tahran’a yönelik saldırı, ABD Kongresi’nde ayakta alkışlanmasından birkaç gün sonra geldi. ABD, Golan Tepeleri’ne yapılan saldırılardan bu yana gelişmelere derinden müdahil olmuştur. İsrail’in planlarını tartışmamış olması neredeyse düşünülemez.
Dışişleri Bakanı Lloyd Austin’in ABD’nin İsrail’i savunmakta kararlı olacağı ve ‘savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünmediği’ yönündeki ilk yanıtı, ABD’nin İsrail’i dizginleyemediğinin ve açıkçası dizginlemek istemediğinin altını çizmektedir.
Bölgede daha geniş çaplı bir savaşa karşı çıkan herkesin görevi, Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in giderek artan saldırganlığına karşı küresel mücadelemizi tırmandırmaktır.
İngiltere, ABD’nin Orta Doğu politikasının Batılı ana destekçisi ve İsrail’in başlıca destekçisidir. Burada ne olacağı önemlidir. Hareket, yeni Starmer hükümetini İsrail’e karşı tutumunda bazı değişikliklerin sinyalini vermeye zorladı. Ancak şok edici bir şekilde hükümetin bu krizi İsrail’e bazı silah satışlarını iptal etme planlarını ertelemek için kullandığı görülüyor. İsrail’in Gazze’deki soykırımına karşı Cumartesi günü yapılacak ulusal gösterinin aynı zamanda Orta Doğu’daki daha geniş çaplı bir savaşa karşı da büyük bir güç gösterisi olması gerekiyor.
(Stopwar.org.uk’den DeepL yardımıyla çevrilmiştir)