Kara Harp Okulu’nun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yapılan mezuniyet töreninde bazı mezun öğrenciler, kılıçlarını havaya kaldırarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demişti.
MHP ve AKP’den ilk gelen açıklamalarda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla yemin eden teğmenler sahiplenilmişti. Ancak önce Bahçeli şüphesini belirtti, şimdi ise Erdoğan “Kılıçları kime çekiyorsunuz?” diyerek doğrudan saldırıya geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumartesi günü düzenlenen 21. İmam Hatipliler Kurultayı’nda Kara Harp Okulu’nun mezuniyet töreninde kılıçlarını havaya kaldırarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen mezun teğmenleri hedef aldı.
“Malum mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Siz bu kılıçları kime çekiyorsunuz?” diyen Erdoğan, gerekli araştırmaların yapıldığını belirtti.
Erdoğan, “Oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da evelallah temizlenecek biz buralara durup dururken gelmedik. Bu 30 kişi olabilir 50 kişi olabilir. Kim olursa olsun bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik teğmenlere sahip çıkmıştı
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, Salı günü düzenlediği basın toplantısında Harp Okulu mezunu teğmenlerin kılıçlı yeminine dair “Bunlar milletin evlatlarıdır” ifadelerini kullanırken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli “ikinci yemin hadisesinin her bakımdan netliğe kavuşması zorunludur” demişti.
“Teğmenlere hakaret edilmesi kabul edilemez,” diyen Çelik, “AK Parti’ye karşı direniş kılıcı çekildi’ gibisinden üslupla konuşanların yaptığı şey, eski vesayet anlayışının diriltilmeye çalışılmasıdır. Bu görüntü üzerinden bir vesayet hortlatmaya çalışan birtakım emekli askerlerin, siyasetçilerin, birtakım yazarların tutumu yanlıştır” ifadelerini kullanmıştı.
Askeri vesayeti asıl hortlatan AKP-MHP iktidarıdır
Muhalefet cephesinde teğmenlerin “kılıç kaldıran” yemini heyecan yarattı. Oysa “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı Türkiye’de askeri darbelerin, darbe girişimlerinin, ordunun siyaset üzerindeki vesayetinin simgesi oldu. Buradan işçi sınıfı ve ezilenler adına hiçbir hayırlı sonuç çıkmaz.
Bunun yanında Erdoğan’ın askeri vesayet karşıtlığının da altı boş. Kılıçların çekilip çekilmemesiyle değil kime çekildiğiyle ilgileniyor. Türkiye’nin yayılmacı dış politikası nedeniyle Karabağ, Libya, Irak ve Suriye’de öve öve bitiremediği ordu; yapılan askeri harekâtlarla bu kadar gündemde olunca, siyasette de kendini söz sahibi hissetmeye başlıyor.
Askeri vesayetin ve darbe tehdidinin gerçekten ortadan kalkması için Cumhur İttifakı’nın yaptığının tam tersini yapmak, ordunun önemsizleşeceği süreçleri yaratacak barışçıl dış politikalar uygulamak lazım.