Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size dokunur – Yasin Altıntaş

0 Shares
0
0

“The only way we’ll get freedom for ourselves is to identify ourselves with every oppressed people in the world.”

“Özgürlük elde edebilmemizin tek yolu kendimizi dünyadaki her ezilen/mazlum insanla birlikte tanımlamaktır” der Malcolm X.

İnsan-insan, insan-tabiat, insan-toplum, insan-devlet ve dahi insan-Tanrı ilişkilerinde, yani insana dair tüm olaylara bakışta ana eksenini ezilen-ezen (mazlum-zalim) ilişkisine oturtmayan her düşünce, her ideoloji, her din ve bu düşünceyi/ideolojiyi/dini benimseyen her insan teki zulme meyillidir.

Hud Suresi 113. ayette geçen “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size dokunur” ifadesinde geçen ateş ifadesini müfessirlerin çoğu her ne kadar “cehennem, cehennem ateşi” olarak anlamış olsa da ben bunu zulmün ateşi olarak anlıyorum. Zira, zulmedenlere meyleden (destekleyen, yardımcı olan, o zulme sessiz kalmak suretiyle büyümesine yol açan) herkes eninde sonunda bu zulüm ateşi ile kuşatılacaktır. Kimisi bizzat zulmederek, kimisi ise suskunluğunun bir akıbeti olarak zulme uğrayarak bu ateşe maruz kalacaktır.

Kendisinin, bir başka insanın, canlının veya tabiatın bir zulme uğradığı iddiasıyla zulmeden yapıya, o yapıya destek olanlara veya bu zulmü tamamen veya kısmen durdurma gücü olup da bunu yapmayanlara karşı protesto hakkı ise insanın en temel haklarındandır.

Şiddet kullanmayan, şiddet çağrısı yapmadan, nefret söylemi kullanmadan yapılan her protesto tüm hukuklarda makul ve makbuldür. (Nefsi müdafaa için şiddet kullanımının mümkün olup olmadığı başka bir tartışmanın konusudur).

Ortadaki zulmü/problemi tanımlayan, bunu net bir dille hedef kitlesine ve/veya tüzel kişiliklere yönelten ve problemin çözümü, zulmün ortadan kaldırılması için çözüm yolları önerebilen protestolar ise ideale yakındır.

Burada önemli bir nokta; zulme uğradığı veya bir problem olduğu iddiasının başka insanlar, devlet tarafından doğru kabul edilip edilmemesinin hiçbir önemi yoktur. Tıpkı propoganda hakkında olduğu gibi mesele savunulan düşüncelerin diğer insanlar tarafından doğru bulunup bulunmaması değil, protestoyu yapan kişilerin buna inanması ile ilgilidir. Zaten protesto edilen şeyin herkes tarafından “yanlış” veya “zulüm” olarak görülmesi pratikte mümkün değildir.

Sonuç olarak, söylemi sizin düşünce ve değer yargılarınıza ters bile olsa tüm hukuklarda makul ve makbul olan protesto hakkını içeriğinden bağımsız olarak savunmak bir erdemdir.

Yasin Altıntaş

Yazar

0 Shares
You May Also Like

Kira krizi derinleşiyor – Erkan Erdem

Ekonomik kriz, konut kiralarını fahiş seviyelere çıkarırken, birçok kiracı açısından mahkemeye taşınan kira davaları da sonuçlanmaya başladı. Tahliye…