Yeni bir rapora göre, Avrupa’da göçmen ve mültecilere yönelik geri itmelerin sayısı son yıllarda ‘keskin’ bir artış göstererek ‘sistematik’ bir uygulama hâline geldi. Bulgaristan, Türkiye’ye yönelik 52.534 geri itme ile ilk sırada yer alıyor.
Dokuz sivil toplum kuruluşu (STK) tarafından hazırlanan ortak göçmen raporuna göre, Avrupa Birliği’nin (AB) dış sınırlarında 2024 yılında ulusal makamlar tarafından düzensiz göçmenlere karşı 120.000’den fazla geri itme vakası kaydedildi.
Pazartesi sabahı açıklanan rapor, hem AB yönetmeliklerinde hem de uluslararası hukukta yer alan bir hak olan ‘sığınma prosedürüne erişimi’ engellemek için göçmenlerin sınır dışı edilmesine yönelik yasa dışı bir uygulama olan ‘geri itmelerin’ Avrupa’daki boyutunu gözler önüne seriyor.
Bu, göçmenlerin uluslararası koruma başvurusunda bulunamadan ve bireysel bir değerlendirmeye tabi tutulmadan ulusal topraklardan çıkarıldığı anlamına geliyor.
Rapora göre bu geri göndermeler, “sıklıkla” şiddet kullanılarak yapılmış, sığınmacılar sınır muhafızları tarafından dövülmüş, denizde terk edilmiş veya ormanda soğuktan ölmeye bırakılmış.
Bulgaristan, Türkiye’ye yönelik 52 bin 534 geri itme ile 2024 sıralamasında başı çekiyor. Bulgaristan’ı Yunanistan (14.482), Polonya (13.600), Macaristan (5713), Letonya (5.388), Hırvatistan (1905) ve Litvanya (1002) takip ediyor.
Raporda “Avrupa’nın dış sınırlarında yaşanan geri itmeler, AB’nin göç politikasında sistematik bir uygulama haline gelmiştir. AB’nin en temel insan haklarından birine saygı gösterilmesini sağlama konusunda sistematik bir başarısızlığına işaret etmektedir” denildi.”
Polonya iltica hakkına sınırlama getirdi, AB onayladı
Polonya iltica hakkının geçici olarak askıya alınmasını öngören yeni bir mevzuat hazırladı. Avrupa Komisyonu “istisnai durumlarda” temel hakların askıya alınmasını mümkün kılacak kılavuz ilkeler yayınladı.
AB, Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukashenko’yu kaos yaratmak ve toplumları kutuplaştırmak amacıyla uzak ülkelerden gelen göçmenleri kasıtlı olarak toplamak ve Doğu Avrupa’ya yönlendirmekle suçluyor.
Göçmenlerle ilgilenen sivil toplum kuruluşları ise, göçmenlerin jeopolitik bir oyunun parçası olarak Avrupa’ya gelseler bile, yine de sığınma prosedürüne erişim hakları olduğu uyarısında bulundu.
