“Susma, yaşamı savun” diyen Bursa Su Kolektifi aktivistleri, 7554 sayılı Torba Kanunun iptali için engelleme girişimlerine rağmen Bursa Adliyesi önünde eylem yaptı.
Kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’nde muhalefet parti milletvekillerinin açtığı davaya müdahil olma dilekçelerini adliyeye teslim eden Bursa Su Kolektifi’nin basın açıklaması şöyleydi:
Basına ve halkımıza;
7 Ekim 2025
Bizler bugün burada, Türkiye’de ilk kez, bütün muhalefet parti milletvekillerinin imzalarıyla, Anayasa Mahkemesi’nde 7554 sayılı Torba Kanuna karşı açılan davanın destekçisi olarak, dava dosyasının yanında, müdahillik dilekçemizi vermek için toplandık.
Halkın büyük bölümü farkında değil ama geçtiğimiz Temmuz ayında Meclisten kendimize ait mülklerimize çökülebilecek, tüm koruma altındaki alanları yok edebilecek bir yasa geçti.
Bu yasayla birey ve toplum olarak haklarımız, elimizden alınarak sermaye teslim edildi. Yasalar halk için yapılır ancak sözünü ettiğimiz 7554 sayılı Torba Kanun ile ilk kez sermaye halkın üstünde bir konuma çıkartıldı.
Bu yasa ile arazilerimiz, tarlalarımız, zeytinliklerimiz kısaca kendi mülklerimiz bir günde kamulaştırılarak sermayenin projelerinde bedava kullanılabilir duruma getiren yetkiler tanındı. Böylelikle kanunlarımızda yalnızca savaş zamanında kullanılmak için konmuş acele kamulaştırma yetkisi, bu Torba Kanun ile maden ve enerji şirketlerinin projelerinde, her an kullanılabilir duruma getirildi.
Bu kanunla geçmişten bu yana, insanlığın varoluş ve gelişimlerinde temel yer tutan zeytinlikler, taşıma yalanı altında kurutulup, verimsizleştirecek uygulamaya izin verildi.
Zeytinlik taşınması koca bir aldatmacadır. Kötü örnekleri gören Akdeniz ülkeleri zeytin taşımayı yasakladı. Portekiz, zeytin taşımasını “ekolojik suç” kabul etti. Tunus, asırlık zeytin ağaçlarını “Ulusal Yaşayan Anıt” ilan etti ve zeytin taşımayı yasakladı. BM Dünya Tarım Örgütü FAO 2023 yılı raporunda, Taşımanın zeytin ağaçları için intihar eylemi olduğunu, açıkladı.
Taşımanın ağaçlar için ölüm fermanı olduğunu AKP’de biliyor. Onların derdi zeytinlikler değil. Türkiye’yi sömürge madenciliği üssü durumuna getirmek olduğunu artık çok net görebiliyoruz.
Tüm muhalefet partilerinin güçlü karşı duruşuna rağmen AKP oylarıyla Temmuz ayında yasalaştırılan 7554 sayılı Torba Kanun’da halka ihanet bunlarla sınırlı değil.
Doğada sürekliliğin sağlanması ve gelecek kuşaklarımın varlığını katkıda bulunması için koruma altına alınan Milli Parklar, Tabiat Parkları, Sulak Alanlar, Muhafaza Ormanları, Ormanlar ve Meralar, Ovalar da talanın bir parçası durumuna getirilerek, maden ve enerji şirketlerinin korunan alanlar üzerinde de proje üretmelerine yasal zemin hazırlandı.
Öyle ki kendi doğallığına bırakılan Uludağ Milli Parkı’nda bile, altın madeni ile diğer strtejik madenler ve enerji projeleri bu Torba Kanunla yağmalanacak yasal yetki tanındı.
Planlanan her yatırımda zorunlu olduğu için sermayenin ayağına dolanan ÇED Çevre Etki Değerlendirme Raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanır. Maden ve enerji şirketlerinin yatırımlarına ÇED süreçlerini işlevsizleştiren maddeler bu Torba Kanun’da yer aldı.
Bu da yetmedi, Cumhurbaşkanı güdümünde içinde Enerji Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı olduğu halde Çevre Bakanlığının olmadığı yasalar üstü bir kurul oluşturuldu. Doğaya en büyük zararı veren altın madenciliği ve diğer stratejik madenler için ÇED süreçleri bu kurul tarafından yürütülecek yetkiler tanınarak tüm kanunların dışlandığı mekanizmalar yaratıldı.
Biz, Bursa Su Kolektifi olarak bu kanuna karşı yurt çapında örgütlenen TVKG Toprağımızı Vermiyoruz Kampanya Grubu oluşumunda ve koordinasyonunda yer aldık. Kanun mecliste görüşülürken, Ankara’ya TBMM’ye giderek meclis önünde basın açıklamalarına katıldık.
Meclise girerek muhalefet partileri grup başkan vekilleri ve milletvekilleriyle görüştük. Halkın desteğini onlara ilettik. Bu görüşmelerimiz meyvesini verdi. Türkiye’de ilk kez bu halka ihanet yasası mecliste görüşülürken tüm muhalefet parti milletvekilleri meclis kürsüsünü işgal ederek yasayı protesto etti.
Tüm karşı duruşa rağmen mecliste AKP ve MHP oylarıyla, korunan alanlarımızı, tapulu mülkümüzü toprağımızı maden, enerji şirketlerinin talanına açan Torba Kanun kabul edildi.
Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası olarak bu süper talan yasasının meşru olmadığını ilan ettik. Çabalarımız sonucu Türkiye’de bir ilk daha gerçekleşti. Tüm muhalefet parti milletvekillerinin ortak imzalarıyla 17 Eylül günü Torba Kanunun yürürlükten kaldırılmasını talep eden dava dosyası, Anayasa Mahkemesine verildi.
Aynı gün Ankara’da Anayasa Mahkemesi önünde yurt çapından Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyasının çağrısıyla gelen diğer yaşam savunucularıyla ve muhalefet milletvekillerimizin katılımıyla birlikte düzenlenen basın açıklaması ve foruma Bursa Su Kolektifi olarak katıldık.
Anayasa Mahkemesi, yarın bu işgal yasasını görüşmeye başlayacak. Bizler Anayasa Mahkemesi’ne 7554 sayılı Torba Kanuna karşı açılan dava yanında müdahillik dilekçelerimizi biraz sonra vereceğiz.
Böylelikle AKP ve MHP oylarıyla halka ihanet edilerek çıkartılan 7554 sayılı Torba Kanunun meşru olmadığını bir kez daha ilan ediyoruz. Halka rağmen, halkı ezerek, halkı ikinci sınıf yurttaş durumuna getirerek yapamayacaksınız.
Direneceğiz, Kazanacağız.
Mücadelemiz bundan sonra da kararlılıkla sürecektir.
Bursa Su Kolektifi

 
					 
																					 
																					 
											 
											 
											 
											 
											