DİSK-AR tarafından, TÜİK Nisan ayı verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre dar anlamda işsiz sayısı 3 milyonu geçti. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise Nisan 2024’te 10 milyon 712 bin kişi olarak hesaplandı.
Geniş tanımlı işsiz sayısı pandemiden beri artıyor. Covid-19 salgını sonrası geniş tanımlı işsiz sayısı Türkiye’de 4 milyon 218 bin kişi arttı. Son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 204 bin kişi arttı. 9,1 milyondan 10,7 milyona yükseldi. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artış, insanların iş bulma ümitlerinin azaldığını, yeni iş aramadıklarını, ama iş olsa çalışabileceklerini gösteriyor.
Geniş tanımlı işsizler şu kişilerden oluşuyor:
- İşsiz olduğunu, iş bulamadığını belirtenler (dar tanımlı işsizler) ki Nisan istatistiklerine göre bu sayı 3 milyon 42 bin.
- İş aramadığını, ama olsa çalışacağını beyan edenler ki bu sayı 3 milyon 687 bin.
- Eksik zamanlı çalışmak zorunda kalanlar ki bu sayı da 3 milyon 983 bin.
Rapordan diğer bulgular şöyle:
- Nisan 2024’te en yüksek işsizlik kategorisi, yüzde 33,7 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olmaya devam ediyor.
- Resmi işsizlerin yaklaşık yüzde 90’ı işsizlik ödeneği alamıyor.
- Geniş ve dar tanımlı işsizlik farkı en yüksek düzeyinde: 18,7 puan. Bu fark, işsizlerin iş bulmaktan ümitlerini kestiğinin en önemli göstergesi.
Tek haneli enflasyon hayal mi?
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’ye göre Türkiye’de tek haneli enflasyon üç yıl uzakta. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre Mayıs’ta enflasyon yıllık yüzde 76, ENAG’a göre yüzde 121 olmuştu.
S&P Global Kıdemli Direktörü Frank Gill, bu yıl için ortalama enflasyon tahminlerinin yüzde 56 ile 57 arasında olduğunu belirtti. Gill, devamında şunları dedi:
“Gelecek yılın ortalama tahmini yüzde 28. Yani enflasyonda çok yavaş ve karmaşık bir düşüş süreci yaşanabilir. Tek haneli enflasyonu 2027 sonuna kadar görmüyoruz. Bu da üç yıl uzakta ve açıkçası, dünya komplike bir yer. Türkiye başka bir dış şok da alabilir.
Bunun yanı sıra diğer izlediğimiz konu elbette asgari ücret politikası, çünkü bu enflasyon için oldukça kritik. Yani, 2024’te başka bir asgari ücret ayarlaması olmazsa, enflasyon daha hızlı düşebilir.”
Neoliberal politikayı savunan ekonomistler ve kurumlar için enflasyonun en önemli sebebi ücretlerdeki artışlar, özellikle de asgari ücrete yapılan zamlar. Oysa ücretlere zam yapılması, enflasyonun sebebi değil, sonucudur. Ücretlere enflasyon oranında zam yapılmaması demek, ekonomik krizin bedelinin işçi sınıfına ödetilmesi demektir.
İnsanca yaşanacak bir asgari ücret, işçi sınıfının en önemli talebi olmaya devam ediyor.