Filistin ile dayanışma hareketi, başkan adayı Harris’i İsrail’e silah ambargosuna ikna edebilecek mi?

0 Shares
0
0

2024 Kasım’da yapılacak Amerikan seçimleri kayıtlara geçen en çalkantılı seçimlerden biri oluyor. Geçtiğimiz iki ay içinde arka arkaya şok edici olaylar yaşandı. Önce Başkan Joe Biden’ın eski Başkan ve mevcut Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump ile tartışmasında sönük bir performans sergilemesi, çok önemli hatalar yapması konuşuldu. Hemen ardından Trump’a yönelik suikast girişimi ve Trump’ın bunu şova dönüştürmesi, seçimi Trump’ın kazanacağına dair bir hava yarattı. Kesin kaybedeceği düşünülen Biden’in zorunlu bir şekilde adaylıktan çekilmesi/çektirilmesi ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in aday olarak açıklanması ile Demokrat Parti seçim yarışına geri döndü.

Kısa süre içinde medya Harris’in gerçek başarılarıyla orantılı olmayan övgü dolu haberlerle dolup taştı. New York dergisi “Kamalot”u kapağına taşıdı ve Harris’i dev bir Hindistan cevizinin üzerinde otururken resmetti. Pek çok demokrat, liberal köşe yazarı Harris’i olduğundan daha başarılı göstermek için yarışa girdi.

Bu reklam kampanyası ve  Harris’in Waltz ile birlikte çıktığı kampanya mitingleri işe yaramış görünüyor. 10 Ağustos’ta yayınlanan bir ankete göre Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin’de Harris, muhtemel seçmenler arasında Trump’ın %50’ye %46 önünde.[1]

Seçimlerde ABD’li seçmenlerin ana odağı muhtemelen iç ekonomik baskılar olacak olsa da Amerika’nın yeni başkan adayının dış politikayı nasıl belirleyeceği sorusu, hem Amerikalılar, hem de yeni yönetimin politikalarından doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenecek tüm dünya halkları için kritik önem taşıyacak. Gerçekten de Ukrayna ve Gazze’de devam eden savaşlar ve artan ABD-Çin rekabeti nedeniyle yeni yönetimin dünya sahnesinde elleri dolu olacak.

Bu konulardan en önemlisi tabi ki 10 aydır devam eden İsrail’in Gazze soykırımı. Geçen ay Netanyahu’nun kongreye gelip konuşma yapması, bu sırada 58 defa ayakta alkışlanması, Filistin ile dayanışan seçmenlerin Demokratlara sırtlarını dönmesine neden olmuştu.

Harris her ne kadar Biden’in ve Amerikan’ın genel İsrail politikasından çok fazla ayrılmayacak gibi dursa da yardımcısı olarak Tim Waltz’ı seçmesi, onun Amerika’daki Filistin ile dayanışma hareketinden ve partideki sol kanattan etkilendiğini gösteriyor. Waltz’ı başkan yardımcısı olarak seçen Harris’in, Pensilvanya valisi Josh Shapiro’nun başkan yardımcısı aday olmasına karşı yoğun bir kampanya yürüten Filistin ile dayanışma hareketinin taleplerine kayıtsız kalamadığını iddia edenlerin sayısı çok. Yahudi olan Shapiro, geçmişte özel okul kuponlarına, hidrolik kırılmaya ve en önemlisi İsrail’e verdiği destek nedeniyle eleştirilmişti, Filistin yanlısı kampanyacılar onu “soykırımcı Josh” olarak adlandırmışlardı.

Harris’in adaylığı, Filistinlilere Biden’dan daha sempatik göründüğü için aktivistler arasında Demokratlara oy verme konusunda bir tartışma yarattı. Harris 3 Mart’ta, Biden benzer şekilde sert bir ton kullanmadan önce, “İsrail hükümeti yardım akışını önemli ölçüde artırmak için daha fazlasını yapmalı- bahane yok” dedi. Harris ayrıca İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Kongre’de yaptığı konuşmaya katılmadı.

Ancak Harris, Kongre’deki konuşmasını dinlememesine rağmen ertesi gün Netanyahu ile birebir görüşme yaptı, İsrail’e devam eden desteğini kamuoyu önünde yeniden teyit etti. Harris Netanyahu ile bir araya geldiğinde İsrail’in varlığına ve güvenliğine olan bağlılığının “sarsılmaz” olduğunu, ancak Gazze’de yaşanan “trajediler” karşısında “sessiz kalmayacağını” söylemişti.

Çarşamba günü Michigan’da düzenlenen bir miting sırasında Harris, Filistin yanlısı protestocuların “Kamala, Kamala saklanamazsın, soykırıma oy vermeyeceğiz” diye bağırarak konuşmasını defalarca kesmesi üzerine sert bir şekilde “Donald Trump’ın kazanmasını istiyorsanız bunu söyleyin. Aksi takdirde ben konuşuyorum” dedi. Bu pek çok aktivisti gücendiren bir söylem oldu.

Perşembe günü sosyal medyada yayınlanan bir videoda, Uncommitted Movement Hareketi’nin kurucularından Layla Elabed, Harris’in ABD’nin İsrail’e silah transferine son vermesi taleplerini görüşmek üzere grupla bir araya gelmeye istekli olduğunu söyledi.

Layla Elabed konuşmasında Harris ile görüşmesine dair şunları söyledi: “Harris’e ‘Silah ambargosu hakkında konuşmak için bizimle görüşecek misiniz?’ diye sordum. Kamala Harris başını salladı. ‘Evet, görüşeceğiz’ dedi.”

Ancak bu açıklamadan kısa bir süre sonra Harris’in ulusal güvenlik danışmanı Phil Gordon Perşembe günü sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda Demokrat başkan adayının silah ambargosu çağrılarına açık olduğu yönündeki haberleri yalanladı ve sosyal medyada aşağıdaki açıklamayı yayınladı:

Kamala Harris her zaman net olmuştur: İsrail’in İran ve İran destekli terörist gruplara karşı kendisini savunabilmesini sağlayacaktır. İsrail’e silah ambargosu uygulanmasını desteklemiyor. Gazze’deki sivillerin korunması ve uluslararası insancıl hukukun uygulanması için çalışmaya devam edecektir.”

Çarşamba günü sert söylemi ile aktivistleri kızdırdığını düşünen Harris, Cuma günü Arizona’da yaptığı konuşmada doğrudan protestoculara hitap etti ve şunları söyledi: “Açıkça ifade ettim: şimdi ateşkes anlaşması yapma ve rehine anlaşmasını gerçekleştirme zamanıdır.”

Harris’in bu konuda bir adım ileri iki adım geri politikasını eleştiren Filistin’le dayanışma aktivistleri, son birkaç hafta içinde ABD seçim siyasetinde yaşanan büyük sarsıntının ardından Beyaz Saray ve Demokrat başkan adayı Kamala Harris üzerindeki baskıyı sürdürüyor.

Michigan ve Wisconsin gibi seçimi kazanmak için önemli olan eyaletlerde etkili olan Müslüman ve Arap Amerikalı gruplardan oluşan bir koalisyon, geçtiğimiz günlerde başkan yardımcısına oylarını geri kazanmak için neler yapılması gerektiğini özetleyen bir mektup gönderdi. Harris’i desteklemeye açık olduklarını, bunun için İsrail’e karşı Biden’ınkinden önemli ölçüde farklı politikalar ortaya koyması gerektiğini söylüyorlar. Koalisyon, Gazze’de acil ve kalıcı bir ateşkes çağrısında bulunulması, İsrail’e askeri yardıma koşul getirilmesi ve Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerinin sökülmesi çağrısı dahil olmak üzere çeşitli politika taleplerinde bulundu.

Tüm bu iyimser yaklaşımlara rağmen, Adel Abdel Ghafar and Aylin Salahifar’ın “Orta Doğu konusunda Biden Harris’e karşı: Aynı dans, farklı adımlar” başlıklı yazılarında dediği gibi “Harris’in Gazze ve diğer Orta Doğu konularındaki tutumu, ton olarak farklı olsa da içerik olarak Biden’ın politikalarıyla tamamen örtüşüyor”.[2]

Harris şimdilik Biden’ın politikalarından keskin bir kopuş yaşanacağına dair bir işaret veremedi. Hatta kampanyada bu konunun fazla işlenmemesini istediğini de dile getiriyor. Biden yönetiminin savaşı ele alış biçimine duyulan 10 aylık öfke, pek çok Filistinliyi 19-22 Ağustos’ta Chicago’da yapılacak Demokratik Ulusal Kongre’nin önünde çok sayıda protesto gösterisi yapmaya kararlı hale getirdi. Organizatörler protesto gösterilerine on binlerce kişinin katılacağını söylüyorlar. Yasmeen Abutaleb 11 Ağustos’ta yazdığı “Filistin yanlısı protestocular Demokratların kongresinde büyük bir gösteri sözü verdi” yazısında “Aktivistler, Başkan Joe Biden’ın yerine Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in getirilmesinin öfke ve muhalefet gösterisi planlarını etkilemediğini söylüyor” diye yazdı.[3]

Trump daha şimdiden Harris’in yeterince İsrail yanlısı olmadığını ileri sürerek ona karşı saldırı hatları oluşturuyor. Dolayısıyla, bir aday ve potansiyel bir başkan olarak Harris’in, Biden’ın Netanyahu’ya karşı daha sert söylemler içeren ancak İsrail’e desteğini sürdüren politikasından büyük bir sapma göstermesi pek olası değil. Trump’ın 10 Eylül’de yapılacak başkan adayları tartışmasında bu kozu kullanması bekleniyor. Harris’in ona bu tartışmada vereceği cevap bu konudaki boşlukları doldurabilir.

Bu arada pek çok Filistin’le dayanışma hareketi üyesi Trump’a asla oy vermeyeceğini açıkça belirtiyor. “Trump’ın İsrail’de ateşkese karşı olduğunu, Amerika’da nefret suçunun da daha kötü olacağını biliyoruz” diyen aktivistler açısından Trump’ın Harris için söylediği laflar neler yapabileceğinin göstergesi. Bir TV konuşmasında Trump “Birkaç yıl öncesine kadar onun siyah olduğunu bilmiyordum, şimdi siyah olarak bilinmek istiyor. O yüzden bilmiyorum, Hintli mi yoksa siyah mı?” dedi ve yaygın bir kınama ile karşılaştı.

Tüm bu gelişmeler devam ederken Gazze Sağlık Bakanlığı Cumartesi günü yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında en az 39 bin 790 kişinin öldüğünü ve 92 bin 2 kişinin yaralandığını bildirdi. Temmuz ayında yayınlanan bir Lancet araştırması, doğrudan ya da dolaylı olarak “186 bin ya da daha fazla ölümün Gazze’deki mevcut çatışmayla ilişkilendirilebileceğini” öne sürüyor. Yine de bu rakamlar yıkımın boyutlarını özetlemeye yetmiyor. 2 milyona yakın insan evlerinden sürüldü, aç, susuz, ilaçsız ortada kaldılar, on binlerce bina yaşanamayacak hâle geldi.

Filistin’de yaşayanlar ve onlarla dayanışma kampanyaları örgütleyenler, bu kadar kayıp vermişken, bu savaşın bitiminde özgür bir Filistin için adımlar atılmasını bekliyorlar.

Sarah Aziza’nın yazdığı gibi bu hareketin gücüne güveniyorlar:

Cenin’den Refah’a, Filistin’in büyük bir kısmı yok olmanın eşiğinde. Yine de bir zamanlar marjinal olan “Filistin meselesi” milyonları yeniden harekete geçirdi. Bayrağımız dünyanın dört bir yanında dalgalanıyor ve renkleri devlet olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Yüzyıllık felaketimizi ancak kurtuluş ve geri dönüş düzeltecek olsa da bu uyanış şimdiden bir zaferdir. Popüler bir direniş sloganından alıntı yapmak gerekirse: Filistin her yerde.”[4]

Amerikan Filistin’le dayanışma hareketi Harris’e seçimlerde destek vermek için, Filistin halkının lehine bir siyaset izleyeceğine dair Harris’in bir işaret vermesini bekliyor. Bunu sağlamak için de 10 aydır verdikleri mücadeleyi devam ettireceklerinin işaretlerini veriyorlar.

Yıldız Önen


[1] https://www.businessinsider.com/kamala-harris-leads-trump-michigan-pennsylvania-wisconsin-swing-state-polls-2024-8

[2] https://www.aljazeera.com/opinions/2024/8/8/biden-vs-harris-on-the-middle-east-same-dance-different-steps

[3] https://www.washingtonpost.com/politics/2024/08/11/palestine-demonstration-protest-democratic-convention/

[4] https://www.newstatesman.com/world/middle-east/2024/08/losing-gaza-palestinian-writers-symposium

Yazar

0 Shares
You May Also Like

Kira krizi derinleşiyor – Erkan Erdem

Ekonomik kriz, konut kiralarını fahiş seviyelere çıkarırken, birçok kiracı açısından mahkemeye taşınan kira davaları da sonuçlanmaya başladı. Tahliye…

Büyük depresyon ve tehlike çağı

Geçen hafta sonu Enternasyonal Dayanışma toplantılarında yaptığım konuşmada, şu anda kapitalizmin ilk büyük ekonomik krizi olan 1873-1896 döneminde…