MHP lideri Devlet Bahçeli, TBMM grup toplantısında beklenmedik bir çıkış yaparak Abdullah Öcalan’ın DEM Parti grup toplantısında konuşmasına ve umut hakkına başvurmasına onay vereceklerini söyledi. Erdoğan ise Bahçeli’yi destekler biçimde, “açtığımız tarihi fırsat penceresi hırsa kurban edilmemeli” dedi. DEM Parti, sorunun muhatabının Öcalan olduğunu, çözüm yerinin TBMM olduğunu vurguladı.
Türkiye egemen sınıfının var olan bölgesel ve küresel denklemdeki hesapları ne olursa olsun, Kürt siyasetine yapılan çağrı, devletin 2015’ten beri sürdürdüğü savaş ve saldırı siyasetinin sonuç getirmediğinin göstergesidir.
Bu aynı zamanda Kürt halkının direncini ve tarihsel haklılığını göstermektedir. Devlet bir kez daha Kürtlerle savaşarak sonuç elde edemeyeceğini kabul etti. Açılan müzakere masası son derece olumludur ve Kürt mücadelesinin bir kazanımıdır.
DEM Parti “onurlu bir barış için sorumluluk almaya hazırız” diyor.
Biz devrimci sosyalistler de hazırız ve barış için mücadele etmeliyiz!
Batı’da mücadele eden sosyalistler için en önemlisi bu kazanımın sahiplenilmesi, Kürt siyasi hareketinin geldiği noktanın geliştirilmesi için destek sağlanmasıdır. Bu, Batı’da işçi sınıfı içerisinde milliyetçiliğe, anti-Kürt reflekslere karşı propaganda yürütmek ve barışı savunmaktır. Barış mücadelesi Türkiye işçi sınıfının, yoksulların ve tüm ezilenlerin lehinedir. Bize düşen, süreci veya Kürt hareketini sorgulamak değil, ırkçılığı ve milliyetçiliği geriletecek barış ortamını yaratmaktır.
Bahçeli “Kandil ve Edirne aradan çıksın” diyor, DEM Parti ve Öcalan ile süreci yürütme mesajını veriyor. Barış isteyen aktivistler için konu Kürt tarafının iç dinamiklerine oynamak değil, bir bütün olarak devletin Kürtlerin haklarını teslim etmesini sağlayan bir müzakere sürecinin tesis edilmesini sağlamaktır.
Kürt hareketi belli ki bu kez CHP’nin başını çektiği blokun da sürece onay vermesini talep ediyor. Bu, olası bir Kürt çözümünün Türkiye’deki toplumsal kutuplaşmanın bir tarafıyla yürütülen bir süreç değil, daha bütünlüklü bir çerçeve olmasını ifade eden bir istektir.
CHP son yıllarda Kürt sorununda yaptığı ufak tefek çıkışları genelleştirmeli, Mansur Yavaş gibi ülkücü reflekslere sahip unsurlarının yerine, toplumsal barışı öne koyan bir hattı benimsemelidir. Özgür Özel “Kürtleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi yapalım. Hodri meydan! Demokrasi teklif ediyoruz, kardeşlik teklif ediyoruz” diyor. CHP sürece yapıcı destek vermeli ve barışın inşasında yer almalıdır.