Ege Denizi’nde batan bottaki mülteci anlatıyor

Ege açıklarında 16 Ocak’ta batan bottan kurtulan M.S. adlı mülteci, Sahil Güvenlik Karakolu’nda ifadelerini baskı altında verdiklerini belirtti.

Sahil Güvenlik Komutanlığı, 17 Ocak’ta yaptığı açıklamada, 16 Ocak’ta Aydın’ın Kuşadası ilçesinde bir lastik botun battığını duyurmuş, olayda 4’ü çocuk 7 mültecinin yaşamını yitirdiğini, 27 mültecinin kurtarıldığını açıklamıştı. Sahil Güvenlik Komutanlığı açıklamasında, “Dur” ihtarına uyulmadığı, mültecilerin kaçmaya çalıştığı ve botun bu nedenle battığı ileri sürülmüştü. Ancak olaydan sağ kurtulan mülteciler, botun sahil güvenlik gemisi tarafından batırıldığını iddia etti.

Yeni Yaşam gazetesindeki habere göre, bottan sağ kurtulanlardan M.S. (19) isimli mülteci botun sahil güvenlik tarafından batırıldığını söyledi. 2 kardeşi, annesi, teyzesi, eniştesi ve 4 kuzeniyle bota birlikte bindiklerini ifade eden M.S., “Işıkları kapalı bir gemi yanımıza geliyordu. İlk başta gelen gemiyi ticari gemi zannettik. Çünkü daha önce böyle büyük bir gemi görmemiştik. Çok yaklaştığı zaman birden önümüze geçerek çok büyük bir dalga yarattı. O zaman sahil güvenliğe ait olduğunu anladık,” ifadelerini kullandı.

Anonstan 10 saniye sonra önümüzü kestiler

Sahil Güvenlik gemisinin “Dur” anonsundan 10 saniye sonra önlerini kestiğini ifade eden M.S., “Önümüze geçtiğinde çok büyük bir dalga yarattı. ‘Dur’ anonsundan sonra bir-iki dakikaya önümüze gelebilirdi. Ancak öyle olmadı ve birden önümüzü kestiği için hepimiz panik yaşadık. Geminin neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalıştık. Bottaki kaptan da panik yaşadı. Ben de kardeşlerim ve annemi tutmaya çalıştım. İkinci sefer de yine bu su sıçratma ve dalga hareketini yaptığı zaman bizim bot suyun altında kaldı ve suyun üzerine çıktığında teyzemin ailesinden kimsenin botta olmadığını fark ettim. Kuzenlerime seslenmeye başladık. Ancak hiçbir şey göremiyordum. Gökyüzünün ve suyun rengi aynı olmuştu,” diye konuştu.

40 dakika suda bekletildiler

Sahil Güvenlik’in 40 dakikaya yakın bir süre onları suda beklettiğini, sadece onlara su verdiğini ifade eden M.S., “Sahil Güvenlik’in gemisi büyüktü. Bize çok sonra yaklaştı. Teyzemleri, kuzenlerimi sudan çıkarıp gemiye götürdük. Çok perişan bir haldeydiler. Sonra birkaç gemi geldi ve kayıp olanları aradı. Sonra o perişan halimizle bizi ifade vermek için Sahil Güvenlik’e götürdüler. Bizi orada odaya kilitlediler. Bir baba, eşini ve çocuğunu kaybettiğini öğrenince mecburen Afganistan’a geri döndü. Ben de eniştem ve kuzenimi kaybettim,” şeklinde konuştu.

İfadeyi baskı altında verdik

Geçici koruma statülerinin iptal edildiğini söyleyen M.S., ifade işlemlerinde Sahil Güvenlik’in “Niye kaçtınız?” gibi sorular sorduğunu aktardı. Sorulara verdikleri çoğu cevabın Sahil Güvenlik tarafından kabul edilmediğini belirten M.S., şunları söyledi: “Biz 2019’da Afganistan’dan buraya geldik. Bizim çalışma iznimiz yok. Ben mesela Türkiye’den mezun oldum, ama buna rağmen çalışma iznim yok. Burada iş bulamıyordum. Çalışma iznimiz olmadığı zaman çalıştığımızda bize çok büyük cezalar yazıyorlardı. Sigortamız yatmıyordu. Burada bazıları yabancılara ev vermiyor. Ev kiralarını yüksek söylüyorlar. Bu sorunlardan dolayı gitmek istediğimizi söyledik. Oraya götürülürken tüm eşyalarımıza el konuldu. İfade işlemleri 10 dakikadan uzun sürmüyordu. Biz bunları söyledikçe, orada ifadeyi alanlar, ‘Siz yalan söylüyorsunuz. Burada böyle şeyler yaşanmıyor. Siz dalga yüzünden değil, kendiniz suya düştünüz,’ dediler. İfade işlemleri boyunca baskı altındaydık. Ama ben yine de ifademde direttim. Çünkü bizim botumuzda hiç sıkıntı yoktu. Sorunsuz gitmiştik. Onlar su atmayana kadar da bir sıkıntı yaşamamıştık.”

Yazar

You May Also Like

Biz kimiz?

Enternasyonal Dayanışma, işçi sınıfının kolektif ve kitlesel mücadelesiyle dünyanın daha eşit, adil ve özgür bir yere dönüşeceğini savunan…