Halk için bütçe, adil bir vergi düzeni – Faruk Sevim

0 Shares
0
0

Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek, bir yıl önce göreve geldiğinde TÜİK’in açıkladığı enflasyon yüzde 38’di, şimdi resmi enflasyon yüzde 76. Mehmet Şimşek’in kurtarıcı olması beklenen ekonomide her şey son bir yılda daha da kötüye gitti. Buna rağmen Mehmet Şimşek gittiği Londra’da bir yandan “faiz lobisi”nin peşinden koşuyor, diğer yandan “enflasyon düşecek” açıklamaları yapmaya devam ediyor.

İktidar yanlısı koronun “enflasyon düşecek” gürültüsüne rağmen zamlar yağmur gibi yağmaya devam ediyor. İktidar da boş durmuyor, bir yandan asgari ücrete Temmuz’da zam yok diyor, emeklilere ve memurlara gerçek enflasyonun ancak dörtte biri oranında zam yaparım diyor, bir yandan da yeni vergi paketleri hazırlıyor.

Yeni vergi paketine AKP’li Şamil Tayyar bile tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda yeni vergi paketini “kalp ameliyatı” benzetmesi yaparak eleştirdi. Yeni vergi sisteminin “hayli can sıkıcı” düzenlemeler içerdiğinden söz etti. Tayyar, “Ekonomi yönetiminin ‘vergi adaleti’ olarak sunduğu bu düzenleme, neredeyse nefesi bile vergiye tabi tutuyor. Sanki kalp ameliyatı yaparken hastanın ciğeri de sökülüyor” dedi.

Türkiye’de verginin yüzde 80’ini emekçiler ödüyor

Emekçiler vergiyi peşin olarak öder, ekmek alırken öder, ulaşımda öder, maaşından kesilerek öder. Patronlar kalan yüzde 20’yi binbir zorluk çıkararak, erteleyerek, aflardan yararlanarak öder.

Yeni getirilecek olan vergi paketi ile bu oran değişecek mi, patronlar daha mı çok vergi ödeyecek, elbette hayır.

Vergi paketi ile 226 milyar lira ek gelir elde edilmesi öngörülüyor. Bu, yılsonu bütçe açığı tahmininin (2,7 trilyon lira) yüzde 8’ine tekabül ediyor.

Bütçe açığının en önemli nedeni, patronların ödemediği vergilerdir. Devletin 2024’te almaktan vazgeçtiği vergi geliri 2,2 trilyon lira. Bunun tam 1,8 trilyon lirası patronlara sağlanan vergi istisna ve muafiyetlerinden oluşuyor. İktidar patronlardan ödemedikleri vergileri tahsil etmek yerine, emekçilerin sırtına yeni vergiler yüklemeyi tercih ediyor.

Tasarıda ÖTV, KDV ve harçlarda artışlar öngörülüyor, en bilineni yurt dışı çıkış harcına 20 kat zam yapılması. Ayrıca moto kuryelerin vergilendirilmesi, engelli araçlarındaki vergi istisnasının kaldırılması, bahşiş gelirlerinden vergi alınması, kira gelirlerinden daha fazla vergi alınması gibi doğrudan emekçilerin sırtından çıkacak vergi kalemleri var. Ama örneğin servet vergisi yok. Bugün kara para cenneti hâline gelen Türkiye’de en zengin yüzde 1, servetin yüzde 40’ına sahip. Bu yüzde 1’den servet vergisi alınmadıkça, adil bir vergilendirme gerçekleştirilemez.

Krizin faturası yine emekçilere ödetiliyor

İktidar, krizin yükünü işçilere, kamu emekçilerine, emeklilere, toplumun en az gelire sahip sınıflarına yıkmaya çalışıyor. Bunu da yeni zamlar, yeni vergiler, eski vergilerin artırılması, ücret zamlarının gerçek enflasyonun altına çekilmesi, bütçe imkânlarının sermaye sahiplerine kullandırılması şeklinde yapıyor.

Bugün vergilere, zamlara karşı mücadeleden, bütçenin halkın lehine kullanılması mücadelesinden bağımsız iyi bir Toplu İş Sözleşmesi yapmak mümkün değil. Çünkü uzun mücadeleler sonucu alınan birkaç puanlık ücret ve maaş artışları; vergilerle, zamlarla, yükseltilen enflasyonla emekçilerden geri alınıyor.

Bu yüzden de;

– Asgari ücretin insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılması ve vergiden muaf tutulması,

– Emekçilerin vergi diliminin yüzde 15’le sınırlanması,

– Servetin vergilendirilmesini esas alan adil bir vergi düzeni kurulması,

– Elektrik, doğal gaz, akaryakıt, su gibi temel tüketim mallarından vergilerin kaldırılması,

– Emekçilerin başlıca tüketim maddeleri üstündeki ÖTV ve KDV’nin kaldırılması,

– Halk için bütçe yapılması ve uygulanması,

gibi talepler işçi ve emekçilerin bütün kesimlerini ilgilendiren talepler hâline gelmiştir.

Bu talepler için mücadelede adı büyük ama hükümetin “arka bahçesi” haline gelmiş sendikalardan ve onların bürokratlarından bir fayda beklemek anlamsızdır ve hayaldir. Tersine bugün az çok mücadele içinde oluşmuş her platform, her sendika merkezi, her sendika şubesi, her işletmede tabandaki işçi mücadelesi önemlidir.

Faruk Sevim

Yazar

0 Shares
You May Also Like

Kira krizi derinleşiyor – Erkan Erdem

Ekonomik kriz, konut kiralarını fahiş seviyelere çıkarırken, birçok kiracı açısından mahkemeye taşınan kira davaları da sonuçlanmaya başladı. Tahliye…