Protesters hold signs near the White House during a protest about President Trump’s immigration policies. A proposed presidential action would freeze immigration from mostly Muslim countries.

Trump’ın zaferi: Sosyalistler için yeni zorluklar

0 Shares
0
0

Uluslararası Sosyalizm Projesi web sitesi Trump’ın seçim zaferi ve bunun ABD siyaseti için anlamı üzerine daha geniş bir değerlendirme yayınladı. Bu makale, sosyalistlerin yeni siyasi durumda karşılaştıkları zorluklara odaklanacaktır.

Gerçekle yüzleşmek

Gerçekleri inkâr etmenin hiçbir anlamı yok. Bu satırların yazıldığı sırada Trump başkanlığı kazanmıştı, Cumhuriyetçiler Senato’yu kontrol ediyordu ve Temsilciler Meclisi’nin sonuçları hâlâ sayılıyordu.

Daha da önemlisi, Trump halk oylamasını kazandı. Yeşil Parti’den Jill Stein’ın oyları genel olarak çok azdı. Seçim günü, oy verme yerlerinde ya da sayım sürecinde çok az olayla sorunsuz geçti. Bu Cumhuriyetçiler için büyük bir zaferdir. Kamala Harris’in destekçisi değildik, ancak hiçbir zaman iki burjuva projesinin aynı olduğunu iddia etmedik. Bu seçim ABD’deki siyasi durumda sağa doğru önemli bir kaymayı temsil etmektedir.

Sosyalistlerin bu tatsız gerçeklikten saklanabilmeleri için çeşitli yollar vardır. Bazıları, işçi sınıfının memnuniyetsizliğini vurgulamanın bir yolu olarak oy vermeyenlerin sayısının çokluğunu vurgulamayı seçebilir. Diğerleri ise her iki partinin de kapitalist sınıfı temsil ettiğini ve işçi sınıfına yönelik saldırıların Harris yönetimi altında da gerçekleşeceğini belirtmekle yetinebilir. Bazı aktivistler ise Filistin konusunda her iki partinin de geniş bir mutabakat içinde olduğuna dikkat çekerek pek bir şey olmadığı sonucuna varabilir.

Tüm bunlar asıl noktayı gözden kaçırıyor. Trump’ın zaferi sadece ciddi yeni saldırıların önünü açmakla kalmıyor, aynı zamanda fikirlerinin geniş bir halk desteğine sahip olduğu da açık. Seçim, sosyalistlerin içinde çalıştığı genel durumu değiştiriyor.

Panik yapmayın

Solda aşırı hareketlerde bulunma eğilimi olacaktır. 1933’teki Almanya ile benzerlikler kurulacaktır. Bazıları devrimci sosyalistler için çok az fırsatın olduğu umutsuz bir durum görecek ve moral bozukluğu ve geri çekilme içine girecektir. Bu, yeni durumu küçümsemenin aynadaki görüntüsüdür. Evet, seçimler sağa doğru ciddi bir kayışa işaret ediyor. Ama hayır, sendikalar yasaklanmak üzere değil ve sosyalistler toplanmak üzere değil. Durumun geldiği nokta bu değil. Gerçek saldırılar, biz sinirlerimizi kaybedip onları abartmazsak da yeterince kötü olacak. Trump burjuva siyasi yelpazesinin en sağında duran lümpen bir kapitalist. Amacı işçi sınıfını ve örgütlerini tamamen ezmek olan bir faşist değil.

Neler bekleyebiliriz?

Trump’ın saçma sapan “örgüleri” arasında neyin ciddi neyin gevezelik olduğunu ayırt etmek zor. Benim görüşüme göre, en azından aşağıdaki konularda ciddi adımlar göreceğiz:

  • Göçmen işçilerin sınır dışı edilmesi.
  • Gümrük vergilerinin arttırılması.
  • Zenginler için vergi indirimleri.
  • Artan deregülasyon, özellikle de “Sondaj, bebeğim, sondaj”ın önündeki engellerin kaldırılması. (ç.n. bu 2008 yılında Cumhuriyetçilerin kampanyalarında kullandığı, petrol ve doğalgaz sondajını artırmayı vadeden bir slogandı)
  • Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı ABD muhalefetinin sona erdirilmesi.
  • Trump’ın hoşnutsuzluğunu kazanmış kamuya mal olmuş kişilerin kindarca taciz edilmesi.
  • 6 Ocak saldırganlarının affedilmesi.

Sadece bu önlemler bile yeni bir döneme girdiğimiz iddiamızı haklı çıkarmaya yetiyor.

Demokrat Parti’ye karşı muhalefetimizde kararlı olmalıyız

“Ehven-i şer”ci olan sol, Trump yönetiminin neden olacağı acılara karşı sözde kayıtsızlığımız nedeniyle devrimci sosyalistleri kesinlikle kınayacaktır. Demokrat Parti yanlısı sol, Demokratların yenilgisinden sonra her zaman üzerimize gelir ve bu kez süreç özellikle güçlü olacaktır. Suç, Gazze’deki İsrail soykırımına verdiği destek nedeniyle Harris’i desteklemeyenlerin üzerine atılacaktır.

Bu argümanları tamamen reddetme konusunda kendimizden emin olmalıyız. Harris’in siyasi pozisyonları ABD kapitalist sınıfının ana akımına aittir. Demokrat Parti, toplumsal hareketlerin meşhur mezarlığı olmuştur. Black Lives Matter’ın ve Trump’ın ilk zaferini izleyen kadın gösterilerinin kaderi bu noktayı kesin olarak kanıtlamaktadır. Harris’e ilişkin yanılsamalar, son birkaç ayda Filistin gösterilerinin boyutunun bir miktar küçülmesinde rol oynamıştır. Harris’e verilen destek, şu anda umutsuzca ihtiyaç duyulan kitle hareketlerini zayıflatmıştır.

Demokrat Parti’ye yönelik sınıfsal muhalefetimiz bu seçimle çürütülmek yerine doğrulanmıştır. Bir santim bile geri adım atmamalıyız.

Trump’ı destekleyen işçiler bizim saflarımıza kazanılmalı

Trump’ın işçi sınıfından neden bu kadar çok destek aldığı bir sır değil. Yıllar süren sanayisizleşme ve kemer sıkma politikaları pek çok işçinin hayatının dibe vurmasına neden oldu. “Elitlerin” sıradan insanları umursamadığına dair yaygın bir algı var. Enflasyonun işçi sınıfının yaşam standartları üzerinde ciddi bir olumsuz etkisi oldu. Trump bu dalgayı alaycı ama ustaca kullanmayı başardı. Kendisini müesses nizamın dışında ve onu rahatsız etmekten korkmayan biri olarak konumlandırdı.

Trump’a oy veren işçiler son dört yılda hayatlarının daha da kötüleştiği ve egemenlerin kendilerine düşman olduğu konusunda haklılar. Elbette aşırı sağcı bir milyarder ve dolandırıcıya oy vermenin çıkarlarını ilerleteceği konusunda oldukça yanılıyorlar. Göçmen işçiler ve ezilenler onların düşmanı değil, doğal müttefikleridir.

İşçi sınıfı hareketinin, Trump’a destek veren bu işçileri sınıf mücadelesinde bizim safımıza kazanması gerekiyor. Bu son derece zor ama imkansız olmayan bir görevdir. Buradaki zorluk, onlara birleşik sınıf eyleminin hayatlarını iyileştireceğini ve gerçek dünyada diğer işçilerden nefret etmekten daha iyi sonuçlara yol açacağını göstermektir. Sendika üyelerinin grevler ve örgütlenme yoluyla kazanımlar elde ettiğini gören işçiler, sınıf çıkarlarını ilerletmek için daha etkili başka bir yol olduğunu görebilirler. Sendikal zaferin pratik deneyimleri, Trump’ı destekleyen işçilere başka bir yolun hem mümkün hem de başarılı olduğunu göstermenin en iyi yoludur.

Acil görevler

Bugünkü temel görevimiz, hareketimizin yenilmediğini ve moralinin bozulmadığını göstermektir. Bu, bugün üzerinde en başarılı şekilde örgütlenebileceğimiz konuları somut olarak bulmak anlamına geliyor. Gündemimize üç konu hakimdir:

1) Sendikal hareket. Yürünen her grev noktası hâlâ burada olduğumuzu ve gitmeyeceğimizi gösteriyor. Her sendikal örgütlenme eylemi, kolektif eylemin sonuç getirdiğini gösteriyor. Bu da sosyalistlerin sendikaları güçlendirmeye ve grev dayanışmasına önem vereceği anlamına geliyor.

2) Filistin. Olağanüstü gençlik dayanışma hareketi devam ettirilmelidir. Üniversite kampüslerinde son derece baskıcı yeni önlemlerle karşı karşıya kalınmıştır. Harris kampanyası da desteğin bir miktar azalmasına yol açtı. Ancak Filistin hâlâ dünyadaki siyasi durumun merkezi olmaya devam ediyor. Hareket hala son on yıllardaki en önemli sol gelişme. Gündemimizin en üst sıralarında yer almaya devam etmelidir.

3) Göçmen dayanışması. Göreve gelen Trump yönetimi kesinlikle bazı yüksek profilli sınır dışı etme operasyonları gerçekleştirecektir. Sosyalistler, göçmen hakları hareketinin bu yaklaşan saldırılara yanıt vermesine yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yapacaktır. Şu anda bu çalışmanın tam olarak nasıl bir biçim alacağını söylemek mümkün değil. Ancak bu, hazırlıklı olmamız gereken bir görevdir.

Sonuç olarak, devrimci sosyalistler başlarını dik tutmalı ve kararlılıklarını korumalıdır. Bunları yaparsak, Trump’ın ikinci döneminde çok gerekli olacak olan geri dönüş mücadelesine önemli bir katkıda bulunabiliriz.

Adam Shils

(InternationalSocialism.net web sitesinden DeepL yardımıyla çevrilmiştir.)

Yazar

0 Shares
You May Also Like